16 Kasım 2022 tarihli TES-İş internet sayfasında şöyle bir haber vardı: “TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, G20 Liderler Zirvesi'nden önce Endonezya'nın Bali Adası'nda toplanan L20 toplantısına katıldı. Genel Başkan Atalay, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Sharan Burrow ve diğer ülke sendika liderleri ile yaptığı görüşmelerde, 'Teröre destek veren ülkeler var. Bu ülkeler terör örgütlerine tırlarla silah vermeye devam ettiği sürece dünyanın her yerinde terör saldırıları devam eder.' değerlendirmesinde bulundu.”
Yapılan görüşmelerde L20 sendika liderleri, İstiklal Caddesi'ndeki 6 kişinin hayatını kaybettiği, 81 kişinin yaralandığı terör saldırısını da kınamışlar. Evet topluma korku yaşatan bu olayı kınıyoruz, kınamak işe yarayacaksa… Ama burada şunu belirtmeden geçemeyeceğim, yurttaşlara korku salan bu olayın meydana gelmesi toplumun can ve mal güvenliğini korumakla görevli güvenlik güçlerinin görevini yapmamasından kaynaklanmıştır. Olayın bu yanı yok sayılarak işi “kim kınadı, kim kınamadı; hangi örgüt yaptı? Tartışmalarına getirmek esas olan toplumun can güvenliğinin nasıl sağlanacağı sorunundan uzaklaştırmak anlamına gelmektedir
L20, Dünyanın en gelişmiş 20 kapitalist ülkesinin bir araya geldiği G20’ye tekabül eden sendika genel başkanları: L20 Zirvesi'nde, Kovid-19 salgını nedeniyle yaşanan kriz ve çalışanlar üzerindeki etkileri, karbonsuzlaştırma, adil dönüşüm, iklim değişikliği, yüksek enflasyon, ekonomide durgunluk, güvencesiz çalıştırma, işsizlik, yoksulluk, gelir adaletsizliği, toplu pazarlık ve örgütlenme özgürlüğü, çocuk işçiliği, zorla çalıştırma ve insan onuruna yakışır iş gibi çalışma hayatını ilgilendiren temel konular tartışıldı. Küresel bir iyileşmenin ancak eşitlik ve sosyal adalet temelinde yeni bir toplumsal sözleşme ile mümkün olacağı kaydedildi.
Toplantıda, en büyük 20 ekonominin sendika liderlerinin bir araya geldiği L20 toplantısında hazırlanan ve işçi hareketinin yerine getirilmesini istediği talepleri içeren L20 bildirisi, G20 Liderler Zirvesi'ne sunuldu.
Evet L20 bildirisinde emek dünyası için önemli konular dile getirilmiş, ama bu talepleri yoksulluğu, işsizliği yaratan emperyalist 20 ülkeden beklemek işçileri bu emperyalist ülke liderlerinin çözeceği yalanıyla kandırmak demektir.
- "1 milyar kayıt dışı iş kayıt altına alınmalı"
G20'nin daha önceki zirvelerde çalışma hayatı ile ilgili adil ücret, işçi hakları, adil dönüşüm, iklim değişikliği, asgari ücret, azami çalışma saatleri, bakım ekonomisi, evrensel sosyal koruma, her türlü ayrımcılığın sona erdirilmesi, çocuk işçiliğin ve köleliğin kaldırılması, kadınların iş gücü piyasasına katılımı, iş sağlığı ve güvenliği, becerilerin geliştirilmesi gibi pek çok taahhütlerde bulunduğu hatırlatılarak, bu taahhütlerin yerine getirilmesi talep edildi.
Bildiride daha önceki toplantılarda sunulup yerine getirilmeyen ne kadar sorun varsa onlar yeniden gündeme getirilmiş. Burada işçi ve emekçiler şunu açıkça görmelidirler ki bu sendika başkanları, işçileri bu yoksulluğu, işsizliği yaratan emperyalist sistemin içinde ses çıkarmadan çalışıp emperyalist efendilerinden durumun düzelmesini sabırla beklemelerini vaaz etmektedirler. Yukarıda kendilerinin de belirttiği gibi dünyada 1 milyar kayıt dışı iş var. Bunların her birinde iki işçi çalışıyor olsa 2 milyar işçi yapar. Sırf bu işçileri örgütleyip greve götürseler emperyalist devletleri dize getirirler, savaşları durdururlar. Bu L20 sendikaları işçilere güvenme yerine emperyalist sisteme yaranmaya çalışıyorlar.