Meral Tabakoğlu TOKSOY


Zamanının Ötesindeki Kadınlar (7)

Meral Tabakoğlu TOKSOY


Fahrünnisa Zeyd   
( 7 Ocak 1901 – 5 Eylül 1991 Modern Sanatın Öncü Ressamı )

“Zamanının Ötesindeki Kadınlar.” yazı dizisine bir süredir belli bir nedeni olmadan ara vermiştim. Ama hep aklımda olan ve devam ettirmek istediğim bir konudur. Öncü kadınlarımızın ara sıra da olsa hatırlanması, bilmeyenlerin tanıması, belki de birilerine ilham olması için yararlı olduğu kanısındayım. Yani bir yandan onlara olan vefa borcumuzu öderken, öte yandan kendimize rol model almak.

Tarihteki olayları değerlendirirken, günün şartlarını göz önüne aldığımızda o olaylara bakış açımız çok farklılık gösterir. O zamanki imkanları, gelenekleri, toplumun değer yargılarını bilmek tarihi daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.

Yüzyıllar önce kadınlarımızın gösterdiği başarılar beni en çok da bu nedenle etkilemiştir. Sanırım gerçek başarı da budur. Her şeye, tüm kısıtlamalara rağmen başarmak…
Bugün kimimizin hatırlayacağı, kimimizin belki de yeni tanıyacağı Fahrünnisa Zeyd’ten bahsedeceğim.

Mehmet Şakir Paşa’ın kızı, Abdülhamit’in sadrazamlarından Cevat Paşa’nın yeğeni, Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın, namı diğer Halikarnas Balıkçısının kardeşi, gravür sanatçısı Aliye Berger’in ablası, Seramik sanatçısı Füreya Koral’ın teyzesi, ressam Nejat Devrim ve tiyatrocu Şirin Devrim’in annesi, Fahrünnisa Zeyd…
Ne aile değil mi? 

1901’de ailesine ait Büyükada’daki köşklerinde hayata gözlerini açar. Babası Şakir Paşa altı dil bilen, sanata meraklı, 5 bin eserin yer aldığı kitaplığa sahip bir entelektüel. (Bugün bu kitaplar Arkeoloji Müzesi’ne bağışlamış ve müzenin kütüphanesinde yer alıyor.)

Sanata düşkün olan Şakir Paşa, çocuklarının en iyi şekilde eğitim alması için elinden geleni yapar. Köşke gelen özel hocalarla keman, piyano, resim ve dil dersleri alır çocuklar. 
Böyle bir eğitimden sonra çocukların sanatçı olmaktan başka çareleri yokmuş gibi düşünüyor insan.

8 – 9 yaşlarında resme başlayan Fahrünnisa yaptığı resimleri abisi Cevat Şakir’e gösterir. Abisi küçük kızın yeteneğine hayran olur ve onu teşvik eder. 14 yaşına geldiğinde, neredeyse yetişkin ressamlarla boy ölçüşebilecek ustalıktadır. Giritli büyükannesinin bir portresini de o yıl yapar.

1919 yılında yaşamakta oldukları Büyükada’dan İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne gidip gelir. O güne kadar çarşafla dolaşırken, çarşafı çıkarıp, modern kıyafetlerle okula gidecek kadar cesur bir genç kız. Bakın, bu ‘genç kız’ tanımı bile o zamanın şartları düşünüldüğü için yapılan tanımdır. 13 – 14 yaşında evliliğin normal görüldüğü dönemlerden bahsediyoruz çünkü. 

Sanay-i Nefise’nin (Güzel Sanatlar Akademisi) ilk kadın öğrencileri arasında yer alır. Dönemin zor koşulları aileyi iflasa sürükler. Ardından Şakir Paşa trajik bir şekilde hayatını kaybeder. Oğlu Cevat Şakir tarafından silahla vurulup öldürüldüğü söylense de olayın kaza mı cinayet mi olduğu tam olarak netlik kazanmaz ama Cevat Şakir hapse atılır. Aileyi maddi manevi zora sokan olaylar silsilesi okulu yarım bırakıp, bir süre sonra ayrılıkla sonlanacak olan ilk evliliğini yapmasına neden olur. İniş çıkışlarla dolu bir hayat başlar.
1934 yılında Kral 1. Faysal’ın kardeşi ve o dönemin Irak büyükelçisi olan Emir Zeyd’le evlenir ve Fahrünnisa Zeyd soyadını alır. Artık Prenses unvanına sahip bir ressamdır. Bu evliliğinden de Raad ismini verdiği bir oğlu olur. Evliliğinde sorun yaşamasa da yaşadıklarının etkisinden kurtulmak kolay olmaz aylarca yataktan çıkmadığı dönemler geçirir. 
Bu karmaşık ruh halini tuvale aktarır ve devasa boylarda resimler yapar. İlk kişisel sergisini 1944 ve 1945 yıllarında İstanbul’da kendi evinde açar. Hiç beklemediği büyük bir ilgiyle karşılaşır. Zamanın İstanbul Valisi bunun bir sergi değil devrim olduğunu söyler. Artık birçok yayın kuruluşunun gözdesi ve röportaj yapmak istediği kişidir. Sergi açmakta gecikmiş olmanın üzüntüsüyle, bu gecikmenin kadın sanatçı olmanın zorluklarından kaynaklandığını daha sora ifade edecektir.
Ardından Paris, Londra, New York, Brüksel gibi birçok yerde sergiler açar. 

1958’de gerçekleşen Irak askeri darbesi Fahrünnisa ve eşi için zorlu bir sürecin daha başlaması demektir. Eşinin ailesinden Kral 2. Faysal da dahil birçok kişi öldürülür.
Bir yandan ailesini toparlarken diğer yandan resim yapmaya devam eder. Resim yaparken adeta transa geçip, aralıksız altı yedi saat resim yaptığı zamanlar olur. 
2017’de Londra’daki Tate Modern’de açtığı sergi dünyanın onu yeniden tanımasına neden olur. Ayrıca bu sergiyle, Tate’de kişisel sergisini açan ilk Türk sanatçı unvanını alır.
En önemli eserlerinden biri, tuvale konan bir sineği takip ederek çizmeye başladığı, “Cehennemim.” isimli eseridir.  “Mevleviler, Kerbela, Yılanlı Kadın.” İsimli tabloları bilinen eserlerinin bazılarıdır.

Osmanlı aristokrasisine mensup bir kadın olarak doğmuş, Avrupada eğitim almış, Ortadoğu’da yaşamış; ve bu kültürel çeşitliliği başarıyla tuvaline yansıtarak evrensel ama kendine özgü bir sanat dili geliştiren bir kadın; Fahrünnisa Zeyd…