Meral Tabakoğlu TOKSOY


Yeni Bir Etkinlik ve Yeni Yüzler

Meral Tabakoğlu TOKSOY


Yaşımız ilerledikçe akıl ve ruh sağlığımızı korumak için uzmanlar çeşitli reçeteler sunar. Bunları artık hepimiz ezberledik sayılır. Kitap okumak, zihni geliştiren bulmacalar çözmek, (Sudoku gibi) sosyalleşmek, stresten uzak kalmak, yeni insanlar tanımak, seyahat etmek ve yeni şeyler öğrenmek. (Bu bir dil veya bir enstrüman çalmayı öğrenmek olabilirmiş.) Tam da ülkemizde hepimizin kolaylıkla erişebileceği şeyler (!) 

Bir kısmını uygulayabilsek de asıl yapmak istediklerimizden biri olan seyahat etmeyi ne yazık ki çoğumuz gerçekleştiremiyoruz. Hal böyle olunca elimizden geldiğince en küçük fırsatları bile değerlendirerek sosyalleşmeye ve topluma karışmaya çalışıyoruz. Bu fırsatlardan biri de Samandağ’da yapılacak olan bir söyleşiydi.

25 Temmuz 2025 günü İskenderun Ayna Kültür Sanat Derneği Başkanı değerli hocamız, şair, yazar Recep Yıldırım’ın davet edildiği bir söyleşi için, Samandağ’ın Tomruksuyu mahallesine gittik. On iki kişilik bir grupla katıldığımız etkinlik, yeni açıldığı söylenen, “ZAI Coffe’de” gerçekleşti. Mekanın ferahlığından ve düzeninden çok, sahibinin ve çalışanların güler yüzlü ve konukseverlikleri takdire şayandı. Bizleri bir ev sahibi özeniyle ağırladılar. En çok takdir ettiğim şeyden biri de kocaman bir kütüphanelerinin olmasıydı. Diğer işletmelere örnek oluşturmasını diliyorum.

Müşterilerine de aynı ilgiyi gösterdiklerine kuşkum yok. Yolları açık, mekanları hayırlı uğurlu olsun. Kendim ve arkadaşlarım adına bizi kucaklayan dostlukları için tekrar teşekkür ediyorum. 
Recep Yıldırım hocamızın dışında davet edilen konuklar, Şair Bahri Loş, şair Asya Akkaya ve şair Edip Yeşil idi. Ama maalesef son anda Edip Yeşil’in rahatsızlandığı için katılamayacağını öğrendik. Geçmiş olsun mesajıma toparlanmaya başladığını yazması sevindiriciydi. Kendisine buradan tekrar geçmiş olsun dileğimi iletiyorum. 

Konuklardan şair Bahri Loş ve Asya Akkaya ile ilk kez orada tanıştım. Asya hanım aynı zamanda bir öğretmen. Neredeyse çocuklarımla aynı yaşta genç bir hanım. Söyleşi öncesi kısa da olsa kendisiyle sohbet etme fırsatımız oldu. Ortaokuldan bu yana yazıyormuş. Şimdiye dek tanıdığım birçok şair ve yazardan duyduğum serzenişi ondan da duyuyorum. Yakın çevresindeki insanların görmezden gelmesi, yok sayması, ilgisizliği… Oysa hayatın her alanında birbirimize omuz vermek, cesaretlendirmek ne kadar kıymetlidir.

Bu dalda çok başarılı işlere imza atmış, senaryolar yazmış, yazdıkları dizi film olarak çekilmiş ve bu camiada saygın bir isim edinmiş bir tanıdığımdan bile aynı şeyi duymak, kendi yaşadıklarımdan daha çok şaşırmama neden olmuştu. Bu tür insancıklara sevgi göndermekten başka bir şey düşünmüyorum artık…

Asya Hanım, “Sımsıkı Susmak.” İsimli şiir kitabını imzalayıp armağan etti. İşte o kitaptaki aforizmalardan birkaç örnek:

“Ruhunuzun şarkısını duymayan ruhlara ulaşmak için çabalamaktan vazgeçin.”
“Her ölüm biraz daha yaklaştırıyor bizi ironik gerçeğe…"

Kendisine bundan sonraki yolculuğunda başarılar diliyorum.

Şair Bahri Loş’un ise “Çarem” İsimli şiir kitabını imzalatıp aldım. Kitabın arka kapağına taşıdığı şiirinden bir bölüm:
Bir çayın sıcaklığına yoğunlaşmalı sevdiceğim
Hayır yok bize bu amansız yarışlardan
Atılan her adım ayrı bir yara
Ve sular durmayacak biz durmadan
Gel dinle beni, dursun ayakların
Gün bugündür
Yarın çok geç olacak
Dursun kavgalarımız, sussun silahlarımız
Kırma, kırılma
Bırak başkaları çevirsin pedalı
Sen kimseyle yarışma
***
Bahri Loş’a da çalışmalarında başarılar diliyorum…

Bu etkinlikte tanıdığım ve umudumu tazeleyen biri de gencecik, güzeller güzeli bir öğretmendi. Yüzüne baktığınızda o sıcacık gülümsemesiyle içiniz ısınıyor. Konuşup hikayesini öğrenince şaşırıyorsunuz. İstanbul’da öğretmenlik yaparken bunalıyor ve hem kendine, hem de öğrencilerine daha faydalı olma yolları ararken, Hatay’a gelmeye karar veriyor. Şimdiye kadar Erzin’den öteyi görmediğini de ekliyor. Ne deprem öncesi, ne de sonrası görmediği, ama şartların zor olduğunu bildiği bir kente tereddüt etmeden geliyor. Zorlukların bir ucundan tutmanın huzuru ile; “Burası bana da çok iyi geldi.” diyor…

Etkinlik sonunda vedalaşırken herkesin yüzü gülüyordu. Böylelikle bir söyleşi daha amacına ulaşmış oldu…