İşçilerin TPI Composites adlı şirkete karşı yürüttükleri 6 Temmuz günü başlayıp 22 Temmuz günü biten direniş işçi sınıfı açısından önemli kazanımlar sağlamıştır.
Patronun “yüzde 5 ek zam” teklifini kabul etmeyen TPI Composite işçileri, yüzde 15 ek zam talep etmişti. İşçilerin ek zam talebini kabul etmeyen patron yüz civarında işçiyi işten atmıştı. İşçiler bunun üzerine direnişe başlamışlardı.
İşçiler kararlı direnişi sonucunda:
- İstedikleri yüzde 15 zammı aldılar. Sendikalarının sahip çıkmamasına karşın eylemi sürdürüp işçi iradesine dayanan bir sözleşme yapmaları işçi sınıfı açısından önemli bir kazanımdır.
- Direniş sırasında işverenin göz dağı vermek için işten attığı yüzden fazla işçinin işe geri aldırılması işçi sınıfı açısından son derece önemli bir kazanımdır. Burada işçilerin atılan arkadaşlarına sahip çıkmanın kendilerine ve işçi sınıfına sahip çıkmak olduğunun bilincine vardıklarının göstergesidir.
- Direniş sırasında verileceği açıklanan “ihtar”, “ücret kesme” vb. cezalandırmalara dair suçlamaların geri çekilmesi, direniş sırasında işe gidilmeyen günlerle ilgili bir ücret kesintisi olmaması taleplerinin kabul edilmesi de önemli kazanımlardır.
- Bu direnişin önemli sonuçlarından biri de direnişteki işçiler 13 Ocak 2022 günü bağıtlanan metal işkolunda Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Öz Çelik-İş Sendikalarının MESS´le imzaladığı grup sözleşmesini kendilerine sorulmadan imzaladığını öne sürerek tanımamış ve iş bırakmışlardır. Sendikalı bir işyerinde sendika konfederasyonlarından bağımsız olarak başarıyla sonuçlanan ilk direniş olması kadar bundan sonraki direnişlere de örnek olacağı için önemlidir.
Tüm taleplerini kabul ettiren işçiler mevcut sendikadaki anlayışı da değiştirmeyi hedeflediklerini; sözün, kararın ve yetkinin işçide olduğu bir anlayışı kuracaklarını vurgulamışlardı. Direnişin üzerinden bir hafta geçmeden sendikanın delege seçimleri yapıldı.
Petrol-İş´in örgütlü olduğu TPI Composite ABD´nin en büyük rüzgâr enerjisi ekipmanları üreticilerinden, firma dünyaya rüzgâr türbini ve kanatları ihraç eden dev bir şirket. İzmir Çiğli ve Menemen´de 3600 işçi çalıştıran iki fabrikası var.
Petrol-İş İzmir Şube üyesi 3 bin 600 işçinin çalıştığı fabrikada delege seçimleri yapıyor, delege seçimlerinde üç liste çıkıyor. Üç listenin biri sendika yönetiminin ikisi işçilerin yaptığı liste… 136 delegenin seçildiği seçimlerde mevcut şube yönetiminin listesinden 29 delege seçilirken, işçilerin hazırladığı iki listeden biri 55, diğeri 52 oy alıyor. Şimdi işçiler kendilerine sormalı nerede o direnişteki birlik? Direnerek bütün taleplerinizi, sendika yönetimine rağmen, işverene kabul ettirmek için birlikte mücadele ettiğiniz arkadaşlarınızla ortak bir liste çıkaramadınız mı? Sendika anlayışını değiştirmeyi hedefliyordunuz, aynı delege yöntemini kullanarak mı değiştireceksiniz?
Evet direnişteki kazanımlar önemli ama sendika bürokrasisini önleyecek sistemi sendikalara yerleştirmek çok daha önemli. Burada anlaşılıyor ki işçiler sadece maddi haklara odaklandıklarından geleceklerini ilgilendiren delege sistemini reddedip kendi iradelerini temsil edecek temsilci sistemine geçmeyi daha düşünemiyorlar. Birlikleri de sadece direnişte taleplerini alıncaya kadarmış. Ayrıca ortak delege listesi bile çıkaramıyorlar. 3600 İşçi arasında güvenecekleri 136 delege adayı neden bulamıyorlar düşünmeleri gerekir. Seçtikleri temsilcilerin hem direnişte kendilerini temsil etmeleri hem de yönetimi seçme yetkisi verebilirlerdi. Böylece birlik, sendika yönetimini seçme ve denetleme yetkisi işçilerin eline geçmiş olur.