Halit KATKAT


Sınıfsız siyasetler

Halit KATKAT


Özelde Hatay siyasetindeki tartışmalı durumlar ülke geneline de ister istemez yansıyor. 
AKP'den CHP'ye geçmiş ve Büyük Şehir Belediye başkanı olmuş, bir dönem bu görevi yürüttükten sonra bu seçimlerde yeniden aynı görev için aday gösterilmesi neden tartışmalı hale geldi? 
Eğer deprem Hatay'ı yıkmasaydı bu adayın yeniden aday olması sıkıntı olmayacaktı. Elbette depremde yıkılan binaların tek sorumlusu değil, ama yıkılan binaların en azından onun döneminde ruhsat verilenlerden sorumlu sayılması gerekir. Bırakalım sorumlu tutulmamasını yeni partisi onu yeniden aday gösteriyor. CHP tabanı ve seçmen kitlesinin karşı olduğu durum budur. Parti bu kitlenin tepkisini dikkate almamış ve yeniden aday göstermiştir. 
Burjuva politika sistemi halkın gereksinimlerini karşılamaya yönelik yapılmaz. Kitleleri inandırarak (kandırarak) partiye ve parti adaylarına oy toplamaya yönelik yapılır. Böyle olunca en popüler bireyler aday gösterilir. Daha fazla oy almak amacıyla... Kitlelerin inadına Lütfü Savaş aday gösterilirken, tepki oyları hesap edildi mi bilmem, ama etrafımızda seçime gitmeyeceğini söyleyen de bir kitle var. “Sandığa gitmezseniz iktidar kanadı kazanır” sözüne “ne fark eder?” sorusuyla karşılık veriyorlar. Bunun ikna edici bir karşılığı yok. Çünkü kendi tabanını bile hiçe sayan, aldatan bir siyaset sistemi var.
Siyaset karmaşasına katkıda bulunan başka bir tartışma da Gökhan Zan üzerinden yapılmaktadır. Gökhan Zan futbolcu olarak ve daha çok da deprem dönemindeki tavırlarından dolayı popüler olmuş bir kişi... Bu popüler özelliğinden dolayı önce İYİ Partiden aday gösterilmiş, orası olmamış CHP'den gireceği tartışılmış, en son da sol olarak isim yapmış TİP'den BŞB Başkan adayı olarak gösterilmiş, sonra dedikodular nedeniyle TİP onun adaylığını geri çekmiş. O da adaylıkta ısrar ediyor.

Burjuva demokrasisi ve seçim sitemi zaten bunları öngörüyor. Ama burada garip olan şu; adını işçi partisi olarak alan bir partinin böyle siyasetten ve işçilikten alakasız birini sırf popüler olduğu için aday göstermesidir. Bu tür çabalar partilerin gerçek yüzünü kitlelere göstermesi açısından öğretici olmaktadır. Bir film repliği sözü vardır “ortada reis çok ama kızılderili yok”. Burada da işçi, emekçi, sosyalist, komünist parti ismi çok, ama arkalarında işçiler yok. Sol partiler Müslüman mahallesinde salyangoz satar gibi burjuva siyaset sisteminde burjuvalarla yarışmaya kalkıyorlar.