Daha önceki yazılarımdan birinde şöyle yazmıştım: Emperyalizmi ve savaşları durduracak tek güç, sınıf sendikalarında örgütlenmiş İşçi ve emekçilerdir. Bunun dışında çözüm aramak boşuna çaba, insan ve emek kaybıdır. Dünya çapında ve yerel olarak savaşları ve emperyalizmi durdurmak için işçi sınıfının elinde dünyanın bütün silahlarından daha güçlü bir aracı vardır; o da genel grevdir.
Bunu yazdığımda solcular dâhil birçok kişi burun kıvırdı. Yok, işçiler nasıl birleşecekmiş te, yok işçiler dünyanın en gelişmiş silahlarına nasıl karşı duracakmış v.b itirazlar. Geçenlerde ispanya ve Fransa’da elektrikler kesildi ve bütün işler durdu. Aynı şekilde bir siber saldırı oluyor burjuvazinin bütün işleri duruyor. Sınıf sendikalarında örgütlenmiş her milliyetten, her inançtan, her görüşten işçi sınıfının birlikte hareket ettiğini düşünün. Her iş kolunda çalışan bilinçli işçi ve emekçiler var. Emperyalist sistemin kritik işkollarında örneğin bankalar, iletişim sistemleri, hava alanları, güvenlik sistemleri, akaryakıt dağıtım sistemleri vb. Şimdi buralarda çalışan işçi ve emekçilerin zincirleme işi durdurduğunu düşünün. Emperyalistler parmağını bile oynatamaz.
Bugünkü savaşa emperyalist sistem açısından bakanlar İsrail silah bakımından güçlüymüş, yok İran’ İmamlar baskı rejimi kurmuş. İsrail’in İran üzerine çökmesi hakmış gibi düşünüyorlar. Hâlbuki İsrail 50 bine yakın Filistinliyi çoluk çocuk demeden öldürdü. Burada Amerika, İsrail’i kullanarak Orta Doğu'da kendine itaat edecek devletler yaratmaya uğraşıyor. Bu bakımdan sıra Türkiye’de, İsrail İran’dan sonra Türkiye’yi vuracak iddiası da boş bir iddiadır. Türkiye NATO üyesi, batının ve ABD’nin müttefiki, İsrail’in dostu… Bütün itirazlara karşın İsrail’e desteğini sürdürüyor. Ne diyecek te vuracak?
Tilkiyi ininden çıkarmak isteyen avcı inin içine duman verir. Ama bakar ki içeriden kurt çıkmış. Beklenen sonuç çıkmayan işler için “tilki çıkarmak isterken kurt çıktı” denir. Birinci ve ikinci dünya savaşında aynen böyle oldu. İmparatorluklar birbirlerinden toprak kapmaya çalışırken parçalandılar. Yeni devletler doğdu.
Birinci Dünya Savaşı Sonrası (1918 sonrası)
Savaşın ardından Osmanlı, Avusturya-Macaristan, Alman ve Rus imparatorlukları parçalandı. Bu da birçok yeni devletin ortaya çıkmasına neden oldu: Yıkılan Osmanlı’nın yerine 1923’te Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Finlandiya, Estonya, Letonya, Litvanya Rusya'dan ayrıldılar. Polonya bağımsızlığını yeniden kazandı.
-Çekoslovakya (Avusturya-Macaristan'dan)
-Yugoslavya, Macaristan ve Avusturya imparatorluğunun bölünmesiyle ortaya çıktı.
-SSCB, Bolşevik Devrimi sonrası Rusya'nın yerini aldı.
İkinci Dünya Savaşı Sonrası (1945 sonrası)
Bu savaşın ardından ise sömürgecilik hızla çözülmeye başladı ve özellikle Asya ile Afrika’da bağımsızlık dalgası yaşandı: Hindistan (1947, İngiltere'den) Pakistan (1947, Hindistan'dan ayrıldı), İsrail (1948, Filistin topraklarında kuruldu), Endonezya (1945’te bağımsızlığını ilan etti, 1949’da tanındı), Vietnam, Laos, Kamboçya (Fransız sömürüsünden kurtuldular), Afrika’da 1950’lerden itibaren onlarca ülke bağımsızlaştı: Gana (1957), Cezayir (1962), Kenya, Nijerya, Kongo gibi.