Nurullah ER


HİÇLİK

Nurullah ER


Hiçlik, yokluk bildiren bir sözcüktür, varlığı olmayan anlamı taşır.
‘Hiç’ sözcüğü yaşamımızda en sık kullandığımız sözcük olarak varlıktaki bir eksikliği ifade etse de sıradan bir sözcük olarak görülse de İlk Çağdan bu yana felsefecileri; yokluk, felsefi, dini ve dünyevi anlamda en çok uğraştıran, kafa yorduran bir sözcüktür. 
Hayat yaşam için pahalıdır, hiçte cömert değil.
Her kahkaha gözyaşına gebe, her gülümseme hüzün yüklüdür.
Verdiği her şeyi geri alandır zaman.
Borç bırakmaz.
Ne gülene ne de ağlayana yar olmuş.
Sabaha gözlerini açman gecenin habercisidir.
Gidişli gelişli, inişli çıkışlı yollar...
Yaşamına giren kadar da çıkan vardır, soluduğun nefesi geri vermek zorundasın, tuttuğun eli bırakmak, sardığın bedene veda etmek zamanı vardır.
Hayat denen şey hiçtir, nasıl geldiyse öyle gider. Gülmemiş, ağlamamış, sevilip, sevmemiş gibi olursun. Yani yaşanmamış...
Verilen her şey geri alınmış, sen geldiğin hiçlikle gidersin...
Bakınırsın her şey bitmiş, ancak bir “Hiç” dersin.
Nasrettin Hoca’ya sormuşlar, kimsiniz?
“Hiç” demiş Hoca.
Cevabın önemsenmediğini hisseden Hoca, “Sen kimsin?” der.
Mutasarrıfım demiş övünerek.
Hoca, sonra ne olacaksın? diye sorunca, herhalde vali demiş.
Hoca, sordukça sormuş, üsteledikçe üstelemiş, adam saraya nazır ne kadar makam varsa saymış, sadrazama kadar gelmiş, padişah olacak hali de yok ya…
Hoca, pekiyi sonra?
Adam boynunu bükmüş “Hiç” demiş.
Hoca, daha niye böbürlenip duruyorsun, ben senin yıllar sonra geleceğin makamdayım demiş. 
Mevlana, “Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen bir “hiç” ol “ demiş.