Recep YILDIRIM


EĞİTİM ÜZERİNE

Recep YILDIRIM


Sırasıyla Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer, Nabi Avcı, İsmet Yılmaz, Ziya Selçuk, Mahmut Özer ve Yusuf Tekin Milli Eğitim Bakanı oldular. Her bakan kendi döneminde köklü değişiklikler yaptı ya da yapacağını iddia etti gelgelelim bir türlü rayına oturmadı eğitim sistemimiz. En sağından en soluna kimse memnun değil eğitim düzeninden.

Eğitimi kasıtlı kültürleme veya istendik davranış kazandırma süreci şeklinde tanımlarlar. Farklı tanımları da vardır mutlaka. İstendik davranışlar nelerdir, her iktidar döneminde değişiyor mu, aynı iktidarın değişik dönemlerinde yine mi değişiyor, bu süreç neden hep akamete uğruyor, neden başarısızlıkla sonuçlanıyor ya da süreç sonuçlanamıyor?

Bu yazının kastı ideolojik bir yönlendirme değil. İnsan yetiştirme düzenimizin istenilen sonuçlar vermemesi ve bunun nedenleri üzerinedir. Bu iktidardan önceki düzeni koyu Kemalist olarak niteleyenler o düzenden bu kadar çok ve bu kadar anti Kemalist olarak nasıl çıktılar? Aynı şekilde bütün okulları İmam Hatipleştirdik diye övünenlerin, kendini deist hatta ateist olarak niteleyenlerin sayısının ne kadar arttığını görmemeleri mümkün mü?

Demek ki eğitim bir dayatma değil. Dayatma söz konusu olduğunda ters tepiyor.

Eğitim öncelikle sağlıklı yurttaş yetiştirme amacında olmalı. Çocuk büyüdüğünde oğlumuz, kızımız, gelinimiz, damadımız; komşumuz, arkadaşımız; patronumuz, çalışanımız, askerimiz, polisimiz, memurumuz olacak. Bu insanlardan ve makamlarından ne bekliyorsak çocuklarımızı ona göre yetiştirmeliyiz. Bu çocukların ideolojik yönelimleri bireysel gelişimleri sonucu şekillenecektir. Bu süreçte dayatmaların anlamlı olmadığını yöneticilerin artık anlaması gerekir.