Tarih: 21.07.2017 10:42

“Muhalefetin susturulduğu yerde demokrasiden bahsedilemez”

Facebook Twitter Linked-in

Sadet Berkyürek/SES

İç tüzüğün Meclis´in çalışma düzenini ve işleyişini belirleyen ana hukuki bir metin, Parlamento´nun çalışma kılavuzu, yol göstericisi tanımlarından yola çıkarak üzerinde yapılacak değişikliklerin aklıselimle düzenlenmesi ve ileride demokrasiyi açmaza sokacak sonuçlar vermemesine özen gösterilmesi beklentisinde olduklarını söyleyen Milletvekili Topal, sorunun nasıl bir Meclis istendiğine bağlı olarak şekillendiğini kaydetti.

“İktidar muhalif seslere tahammül edemiyor”
Genel Kurul, komisyonlar, Başkanlık Divanı, Danışma Kurulu, siyasi parti gruplarının Meclis çalışmaları, milletvekillerinin yasama sürecine katılımları, kanun teklifi ve önerge verme hususları, konuşma süreleri gibi yasa yapım ve denetim süreçlerinin tamamının İç Tüzük´le düzenlediğine dikkat çeken Serkan Topal, “İşleyen demokratik bir Parlamento mu istiyoruz, yoksa gerçekten el kaldırıp indirilen bir Parlamento mu? Aslında, bu değişiklik teklifinin üzerine kurulduğu asıl tartışmanın, tamamen muhalefetin sesini kısma olduğunu düşünüyorum. Teklifin gerekçesinin hemen ilk satırlarında dört yıldır uygulanan bir İç Tüzük´ten bahsediliyor. Oysa, İç Tüzük´te yaklaşık 14 defa değişiklik yapılmış ve kapsamlı bir şekilde yapılmış. Esasen, bugün İç Tüzük tartışmalarının alevlendirilmesinin ana unsuru, maalesef -bir daha altını çizerek söylemek istiyorum- iktidar farklı seslere, aykırı seslere tahammül edemiyor” diye konuştu.

Demokratik bir hukuk devletinde, yasama organı üyelerinin, milletvekillerinin görüşlerini ifade etmelerinin engellenmeye çalışılmasının kabul edilemeyeceği gibi teklif edilmesinin dahi kabul edilemez olduğunu ifade eden Topal, yasama işlevi yerine getirilirken muhalefet milletvekillerinin susturulmaya çalışıldığı yerde demokrasiden asla bahsedilemeyeceğinin altını çizdi. Topal, şunları söyledi: “Benden başka herkes yanlış biliyor anlayışıyla ülke yönetilemez. Eğer öyle bir anlayışla ülke yönetmeye kalkarsanız, bu ülkeye geçmişte iktidarların ve iktidarınızın yaşattığı acıların bir benzerini yaşatırsınız ve maalesef, özellikle son dört beş yıl içerisinde bu acıları yaşıyoruz. Hatta çok uzağa gitmeye bile gerek yok. 2010 tarihinde Anayasa değişikliğinde, değişikliklerin görüşmeleri esnasında Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak biz tam ve anlaşılır bir şekilde ifade etmemize rağmen maalesef olanak vermediniz. Vermemekle birlikte bizim düşüncelerimize kulaklarınızı tıkadınız ve maalesef, FETÖ darbe girişimine zemin hazırlayan en önemli tarih 2010 tarihiydi. İşte o gün bu görüşmeler gibi ana muhalefetin sesine kulak vermiş olsaydınız, o gün o zemin hazırlanmayacaktı.”

MHP´ye ‘Neden evet diyor´ sorusu
Bu soruyu MHP´ye sataşmak amacıyla sormadığını, ancak “Teklifte imzası olan ve bir süredir her geçen seçimde Parlamentodaki temsil gücü aritmetik olarak azalan bir muhalefet partisinin bu teklife imza atmış olmasını anlamak gerçekten zor” diyen Milletvekili Topal, MHP grubuna seslenerek “Hata yapıyorsunuz” dedi. Topal, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şimdi, bir siyasal parti olarak kendi milletvekillerinin kürsüde memleket meseleleriyle ilgili daha fazla söz sahibi olması hakkından neden, niçin vazgeçerler. Şimdi şunu anlatmaya çalışıyorum Sayın Başkan: Bir hata yapıyorsunuz. 2010 yılındaki hatayı 15 Nisan´da yaptınız ve şu anda sizler de, sizlerle birlikte imzası olanlar da, destek verenlerin hepsi de hata yapıyor. Bu yüzden gece eve gittiğimizde lütfen 2010´u düşünün, 15 Temmuz´u düşünün, 15 Temmuz´a nasıl gelindi, onu düşünün. Eğer gerçekten mesele vatansa, eğer gerçekten mesele milletse, eğer gerçekten mesele bayraksa –samimi bir şekilde söylüyorum- ilk önce ben ölmeye hazırım, ilk önce savaşmaya ben hazırım, ilk önce ben ve partim, ben ve bütün milletvekili arkadaşlarım. Bizim bilmediğimiz bir şey varsa lütfen söyleyin. Mesele neyse biz de destek verelim ama biz hâlâ anlamış değiliz. Tek bir sorun var: Burada muhalefetin sesini kısmak, kısmanın dışında ne var?”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —