Akın Bodur/İskenderun
Çolak, sosyal medyadan yaptığı açıklamada 'Meclis üyesi adayı başvurusu yapmadım. Bu yazıyı sizlerden gelen sorulara istinaden yazıyorum. Partimden veya herhangi bir partiden kesinlikle meclis üyeliği talebim olmamıştır. Lakin siyasi partiler şahsıma layık görüp bizim partimizden meclis üyesi olmanı istiyoruz teklifinde bulunmuşlardır. Benim cevabım ise Cumhur ittifakına bağlıyım olmuştur' ifadesine yer verdi.
AKP´den aday adayı olduğunu anımsatan ve 'Kısmet bize değil, genel merkezimizin takdiriyle kardeşim, dostum olduğuna inandığım Fatih Tosyalı adaylık görevine uygun görülmüştür. Millet İttifakı, ilgi ve destek alanımızın dışındadır. Bu nedenle yorum yapmayı etik bulmuyorum' değerlendirmesini yapan Barak da şu açıklamayı yaptı: '2004 yılında Ak Parti´den Belediye Başkan adayı olduğum süreçte ne yaşamışsam eğer maalesef şimdi de aynı oyunların yaşandığını gözlemlemek beni ziyadesiyle üzmüş ve yıllar geçmiş olmasına rağmen isimlerin değiştiği ancak, oyunların aynı şekilde devam ettiğine şahit olmak üzüntümüzü daha da arttırmıştır. O dönemde ne yaşanmıştı: birincisi partinin aktif uygulayıcıları kazanmam halinde gelecek kaygısı ve korkusu yaşadıklarından çalılıyormuş gibi görünüp, el altından da seçimi kaybetmek için her türlü entrikayı sahneye koymuşlardı. Yemek yeme ve para harcama sırasında yöneticilerin çoğunluğu ilk sıralarda yer almışlar, etrafımı sararak gerçekleri görmemi engellemişlerdi. Bu yetmiyormuş gibi, önüme koyarak dayattıkları meclis üyeliği listesinde ´oy önemli değil, önemli olan bize yakın kişiler görev almalı´ düşüncesiyle toplumda kabul görmeyen kişilerden oluşan dayatma isimleri listeye mecburen yazmışlardır... İhanet insanlar için sıradan bir olay haline gelmişti. Neticede, parti aidiyeti duyanlar hariç, ortada gözüken aktif siyasetçiler tüm performansını seçimi kaybetme için harcamışlardır. Şimdilerde olduğu gibi adaylık aşamasında gücü yetmeyenler, seçimi siyasi lince, harcamaları da ekonomik linçe dönüştürmekte pek mahir davranıyorlardı. Şimdi bakıyorum da, sanki 2004 yılını bir daha yaşıyoruz. Yani yıkım ekibi iş başındadır. İhanet bize yakışmaz. Görünürde başka, el altından da başka adaya destek vermek kişiliğimizle bağdaşmayan bir durumdur. Bu nedenle açık olarak ifade ediyorum ki, varsa eğer gücümüz ve nazımız geçen kişiler, bu dönemde desteğimiz ´İskenderun ittifakı´ sloganıyla aday olan Mete Aslan´a olacaktır.'