Havuzlu Çarşı'da yapılan oturma eyleminde Esra Yalçın, Selin Çulha, Selma Abacı, Nazlı Karakoyun ve Manal Kıyılı'nın ardından Mart ayında Antalya'da Halit Can Sakman tarafından öldürülen Sevcan Demir'in yaşam öyküleri paylaşıldı. Kadın platformu adına açıklama yapan Filiz Aratemur, "Kadına yönelik şiddet dursun. Savaşın mazeret olarak gösterilip kadına yönelik şiddetin meşrulaştırıldığı Filistin ve Suriye'den sonra ülkemizde de sokak eylemleri sonrasında kadına yönelik şiddet arttı" dedi.
İskenderun/SES
İskenderun Kadın Platformu, katledilen ve şiddet mağduru kadınların yakınlarının da katıldığı oturma eylemi ile 'kadına yönelik şiddete karşı' ses verdi, şiddetin durması çağrısında bulundu, Suriye'deki Alevi katliamına dikkat çekildi.
İskenderun Havuzlu Çarşı'da geçtiğimiz Cuma günü saat 19.00'da İskenderun'da katledilen kadınların yakınlarının da katıldığı oturma eyleminde Esra Yalçın, Selin Çulha, Selma Abacı, Nazlı Karakoyun ve Manal Kıyılı'nın ardından Mart ayında Antalya'da Halit Can Sakman tarafından öldürülen Sevcan Demir'in kısa yaşam öyküleri de paylaşıldı. Oturma eyleminde Sevcan Demir'in kardeşi Ekin Demir, "Sadece ablam için değil, tüm kadınlar için adalet istiyorum. Umarım hakkettiği cezayı alır. Ablam için dik duruyorum ve adalet istiyorum" diye konuştu.
Nazlı Can Karakoyun'un annesi Kıymet Akıncı da şunları kaydetti: "Benim kızımı katlettiler. Bundan sonra hiçbir kadınımız katledilmesin, çocuklarımız annesiz kalmasın. Ben çok üzüldüm, çok yandım. Benim yavrum bunu hakketmemişti. Bu caniliğe, katillere dur demek lazım."
Sivil toplum kuruluş temsilcilerinin de katıldığı oturma eyleminin ardından İskenderun Kadın Platformu adına açıklama yapan Filiz Aratemur, "Kadına yönelik şiddet dursun. Savaşın mazeret olarak gösterilip kadına yönelik şiddetin meşrulaştırıldığı Filistin ve Suriye'den sonra ülkemizde de sokak eylemleri sonrasında kadına yönelik şiddet arttı" dedi.
Şiddetin durması için artık yeter diyoruz
Aratemur, açıklamasını şöyle sürdürdü: "6 Mart'tan bu yana Suriye'nin Lazkiye, Tartus başta olmak üzere sahil kesiminden yapılan haberlerde çoğunlukla Alevilerin yaşadığı pek çok ilçede, kasabada, köyde sokakların cesetlerle dolu olduğu, yağma ve şiddetin arttığı; kadın, erkek, çocuk, yaşlı, genç demeden toplu katliamlar yapıldığı duyurulmaktadır. Yüzlerce kadının kaçırıldığı da gelen haberler arasındadır. Kadınlar ve çocuklar için güvenli alanlar oluşturulmadığı, insani koridor oluşturulmadığı tüm dünyanın tanıklığı ile sabit olmasına rağmen katliamın durdurulması için bir adım atılmıyor ve pek çok basın kurumu gerçekleri olduğundan farklı yansıtıyor. Savaşla meşrulaştırılmaya çalışılan şiddet, ülkemizde sokak protestolarına katılanlara yönelik kullanılıyor. Gözaltı ve cezaevlerinde usulsüz çıplak aramalar, cinsiyetçi küfürler, tacizler kol geziyor. Karakol koridorlarında kadınlar susturulmaya çalışılıyor. Biz bu şiddeti tanıyoruz! Anayasanın 17. maddesinde düzenlenen işkence ve kötü muamele yasağına rağmen kadınlar, LGBTi+ lar şiddete uğramaktadır. Şiddetin durması için biz kadınlar ülkenin her yerinden artık yeter diyoruz. Gündem bu kadar yoğunken kadın katliamları da dur durak bilmiyor. 1 Ocak- 31 Mart 2025 tarihleri arasında 98 kadın, erkekler tarafından katledilmiştir. Bu üç aylık süreçte 71 kadın cinayete kurban gitmiş, 27 kadının ölümü ise şüpheli olarak kaydedilmiştir. İskenderun'da Esra Yalçın cinayeti ile başlayan, Selin Çulha, Selma Abacı, Nazlı Karakoyun, Manal Kıyılı ile devam katliamlara maalesef bir yenisi daha eklendi. 9 Mart'ta Kepez'de Halit Can Sakman tarafından, Sevcan Demir vahşice katledildi. Kravatlı fail 4önce o saldırdı' diyerek vahşi eylemini meşrulaştırmak istedi. Sevcan'ın vücudundaki darbeler, kişilik bozukluğuyla, meşru müdafaa ile aklanmaya çalışılıyor. Buna izin vermeyeceğiz. Gerçek adalet gerçekleşene kadar olayın takipçisi olmaya devam edeceğiz."