Meral Tabakoğlu TOKSOY


YAŞAYAN DEĞERİMİZ FELSEFECİ PROF. DR. İOANNA KUÇURADİ

Meral Tabakoğlu TOKSOY


Şükürler olsun ki yaşarken değer gören, kıymeti bilinen, sevilip saygı gören, onurlandırılan, başarıları ödüllerle taçlandırılan değerlerimiz de var.
Babası İstanbul doğumlu Sisam’dan göçmüş bir ailenin oğlu, annesi ise Çorlu’dan İstanbul’a göçe zorlanmış bir ailenin kızıdır. İoanna Kuçuradi. Rum bir ailenin 4 Ekim 1936’da dünyaya gelen, tek çocuğudur.
1942 yılında çıkan varlık vergisi kanununun azınlıklara karşı ayrımcı bir muamele olduğunu, çocuk yüreğinde bıraktığı hüznü anlatırken, artık hiçbir şey hissetmediğini sadece tarihe geçmesinin yeterli olduğunu söyleyecekti.
Altı, yedi Eylül olaylarında başta Rumlar olmak üzere azınlıkların ev ve iş yerleri talan edilirken on dokuz yaşındaydı. O günün sabahında dolaştığı sokakların hali, o acıların izleri gözlerinde hala görülebiliyordu. 
Yüreğinde kin olmadığından söz ederken, haksızlıklara karşı duran bir insanın, uğradığı haksızlık karşısındaki kırgınlığını da gizleyemiyordu.

1960 yılındaki 147’ler olayında hocası Takiyettin Mengüşoğlu da okuldan uzaklaştırılır. Bu haksızlığı protesto eden öğrencilerin başlarında yer alır.

Kuçuradi hakkında yazmak isteyince, onlarca yazı, röportaj, belgesel ve videolarını izledim. Böyle kısa bir köşe yazısıyla anlatılacak bir hayat değil ama kısa ve öz olarak, en çarpıcı olanlara değinmek istiyorum. 
Eğitiminin tamamını İstanbul’da gören Kuçuradi’nin hayatı başarılarla dolu. 1954’te Zapyon Rum Lisesinden,1959 yılında İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldu. 1965 senesinde Doktora derecesini aldı. 1965 ve 1968 yıllarında Erzurum Atatürk Üniversitesinde görev yaptı. 1968 yılında Hacettepe Üniversitesine atandı. 1969’da Felsefe Bölümünü kurdu. 
1970 yılında Doçent, 1978 yılında Profesör ünvanlarını aldı. Yedi dil bilen, hocaların hocası denilen ülkemizin yaşayan değeri o.
İoanna Kuçuradi, Dünya Felsefe Federasyonları Başkanlığına seçilen, ilk Türk ve ilk kadın olarak tarihe geçmiştir. Halen bu Federasyonun Onursal Başkanıdır. 2001’de Dünya Felsefe Kongresi’nin Türkiye’de gerçekleşmesini sağlamıştır. 
Çok sayıda akademik çalışması ve kitapları vardır. Çalışmaları özellikle insan hakları, insan felsefesi, etik gibi konularını içerir.

Konuşmasının birinde, “Güven duymak için güvenilir bir insanla, güven duyan bir insanın karşılaşması gerektiğini, birinin güvenilir olmamasının yetmediğini anlatıyordu.
Hile yapmayan bir esnaf, duyulur da itibarım sarsılır endişesiyle mi yoksa böyle olması gerektiğini bildiğinden mi yapmıyor. Bu ikisinin arasında çok önemli fark olduğunu altını çizerek vurguluyordu.
Kuçuradi’ye göre insanın değerli bir varlık olduğunu kabul etmezsek ne etiği ne de insan haklarını temellendirebiliriz. İnsan değerli bir varlıktır çünkü değerler üretir der. 
Hayatta bazı şeylere geç kalmış olduğumu sık sık dillendiren biri olarak, Kuçuradi’yi tanımakta da geciktiğimi söylemeliyim. Onu kaç yıl önce tanıdım hatırlamıyorum ama o gün üç saate yakın dinlediğimi hatırlıyorum. Dinledikçe dinleyesi geliyor insanın. Adaletin, önyargıların, ayrıştırmanın, kutuplaşmanın, eğitimin, insan haklarının hayatımızdaki önemini üstüne basarak anlattığı konuşmaları, hepimizin özlemini dile getiriyor.
Hiç unutmadığım ve çok önemli olan bir sözü aklıma kazındı desem yeridir. Sözcüklerde farklılık olsa da söylemek istediği aynen şu idi. “Sevdiğin bir yakınının veya aynı fikirde olduğun birinin değil, karşı olduğun birinin hakkını savunabiliyorsan adaletlisin diyordu. Adalet böyle bir şey çünkü. Adamına göre, kişiye özel yargılanamaz hiç kimse.
İnsanların robot, robotların da insanlaştığından bahsediyordu. Bu konuşmasının bende bıraktığı etkiyle yazdığım bir şiirimin son bölümünü paylaşıyorum.
***
“İnsanlar robot, robotlar insanlaşıyor
İoanna söylüyor
Ne güzel anlatıyor
Dün saatlerce dinledim
Notlar aldım öğrendim
Karşı olduğunun hakkını savunmayı tembihliyor
Umudumu yeşertiyor
O iyi insanların
Yüzlerle, binlerle döneceklerini duyumsuyorum…”
***
Onun düşünceleri, savunduğu fikirlerinin temelini “Adalet’in” oluşturduğunu açıkça görebiliyoruz ve bu her birey için yaşamak kadar vazgeçilmez bir hak.
Onunla ilgili duyduğum en son haber, “2024 Aydınlanma Onur Ödülünü” aldığına ilişkindi. 
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 1954’te kapatılan Köy Enstitüleri’nin kuruluş yıl dönümünde, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) iş birliği ile “84. Yıl Dönümünde Köy Enstitüleri” programında, “2024 Aydınlanma Onur Ödülü’nü” Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’ye verdi.
Halen Maltepe Üniversitesi İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve İnsan Hakları Anabilim Dalı Başkanlığını yapıyor.
Ulusal ve uluslararası birçok ödül alan Kuçuradi, 88 yaşında devam ettiği çalışmalarıyla, ülkemizin gururu ve övünç kaynağı olmaya devam ediyor…