Barış SÖNMEZ


Türkiye'de otomotivde değişen tercihler

Barış SÖNMEZ


Değerli SES okurları, 35 yılı aşkın süredir etik ve düzeyli yayın anlayışı ile İskenderun’un ‘SES’i olan, İskenderun’un sanatsal ve entellektüel kimliğine katkı sunan çok kıymetli dostlarımızın emek verdiği SES Gazetesi’nde köşe yazarı olarak sizlerle onur ve mutluluk duyarak, otomotiv ve 4x4 araçlar hakkında fikirlerimi ve izlenimlerimi paylaşacağım.
6 Şubat'ta yaşadığımız korkunç depremlerde hayatını kaybeden SES'in kurucusu Ayşe Figen Arlı, eşi ve gazetenin eski yazı işleri müdürü Haluk Arlı, SES emekçisi Burak Milli ve kentteki gazetecilerden Neşet Alkan başta olmak üzere depremde hayatını kaybeden tüm dostlarımızı saygıyla anıyor, yakınlarını yitiren ve depremde göçük altında kalarak yaralanan dostlarımıza da sabırlar ve acil şifalar dileyerek ilk köşe yazıma başlamak istiyorum.
6 Şubat depremi öncesi ve sonrası olarak depremzede olan bizlerin hayatı ikiye ayrıldı desek, yanlış olmaz. 6 Şubat; bizim için korkunç bir tarih olduğu kadar, aynı zamanda bundan sonraki hayatımızın ‘yeni doğum günü’ de diyebiliriz. 6 Şubat deprem travması sonrasında hayatımız, önceliklerimiz, önem verdiğimiz konular, tercihlerimiz değişti. Deprem sonrası yeni hayatımda yapılacak işler listesinin en başında sevdiklerim ve değer verdiğim dostlarımla mümkün olduğunca fazla sayıda güzel anılar biriktirmek ve hayalleri ertelememek yer alıyor. Bu hayatımın yeni mottosu oldu.
Bu duygu durum halleri içinde depremde annesi Şükran teyzemizi kaybeden ve depremden yaralı kurtulan gazeteci dostumuz Akın Bodur ve SES Gazetesi’nin şimdiki sorumlu yazı işleri müdürü Sadet Berkyürek ile deprem sonrası görüşmelerimizde, yıllardır aklımda olan ama bir türlü hayata geçirmeye fırsat bulamadığım otomotiv ve 4x4 araçlarla ilgili gazetede köşe yazmam konusunu değerlendirdik ve denemeye karar verdik. Desteklerinden dolayı müteşekkirim.
Bu ilk yazımda otomotiv sektörünün güncel durumunu ve kullanıcıların değişen tercihlerini rakamlarla biraz irdelemek istiyorum.
Pandemi süresince yaşanan tedarik ve chip (çip) krizi nedeni ile sıfır araç talebinin bayilerce yeterince karşılanamaması, para piyasalarındaki nispeten düşük faizli ucuz kredi imkanları ile birleşince bayilere gelen az sayıdaki sıfır aracında yatırım amacıyla donanımına bile bakılmazsızın bulabilenin, ya da bayilere extra fiyat ödemeyi kabul edenlerin sıfır araç aldığı, ikinci el araç fiyatlarının bayilerdeki sıfır araç fiyatlarını geçtiği absürt bir dönem yaşadık.  
Neyseki pandeminin bitmesi ve tedarik konusundaki sıkıntıların azalması ile beraber 2023 yılı da sıfır araca talebin yüksek olduğu ve ODMD (Otomotiv Distribütörleri & Mobilite Derneği) web sayfasındaki bilgiye göre, 1.232.635 adet olarak gerçekleşen otomobil ve hafif ticari araç satışı ile tüm zamanların satış rekorları kırılan bir yıl olarak tarihe geçti. ODMD resmi web sayfasında yer alan makaleler incelendiğinde, 2024 yılı için ODMD’ye üye olan firmaların ortalama tahminlerine göre 850-900 bin civarında satış beklentisi ortaya çıkıyor. Özellikle 31 Mart seçimleri sonrasında hükümetin uygulayacağını düşündüğüm sıkı para politikaları ve yüksek enflasyon ile mücadele yöntemleri nedeni ile 2023 yılından daha az bir satış rakamı ön görülmektedir.
Otomotiv pazarımızın görüntüsünü bu şekilde özetledikten sonra kullanıcı tercihlerimizle ilgili yıllar içinde gerçekleşen dikkat çekici tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. 
Otomatik mi, düz vites mi? Sedan mı, SUV mu? ODMD verileri ile tercihlerimizdeki değişimin yönünü yıllar içinde göz önüne serelim.
2013 yılında otomatik şanzımanlı otomobil satışlarının oranı yüzde 38.58 iken 2023 yılı sonu itibari bu oran yüzde 83.1’e yükselmiştir. 2 kattan fazla bir artış söz konusu.
Gövde tiplerine göre değerlendirildiğinde ise 2013 yılında en çok tercih edilen gövde tipi yüzde 44,58 pay ile sedan otomobiller olurken, yüzde 37,87 pay ile H/B (Hatchback) otomobiller ikinci ve yüzde 11,56 pay ile SUV otomobilleri üçüncü sırayı almaktaydı. 2023 yılı sonu itibari ile SUV otomobiller yüzde 51,1 pay ile birinci sıraya yerleşirken, SUV modellerini yüzde 26,6 pay ile Sedan, yüzde 20,4 pay ile H/B(Hatchback) otomobiller takip etti.
Kullanıcı tercihlerindeki diğer çarpıcı bir değişiklik de dizel otomobil satışlarında yaşandı. 2014 yılında yüzde 62.44 pay alan dizel otomobil satışları, 2023 yılında 133.374 adetle yüzde 13,8'e düştü. Bununla beraber, 2023 verilerinde en dikkat çeken nokta, elektrikli otomobil satışlarının toplam satışlardaki yüzde 7.5’luk payını, 2022 yılı içinde satılan elektrikli araçların toplam satışlardaki payı olan yüzde 1.3 ile kıyaslandığında yaklaşık 6 kat artan bir kullanıcı tercihi oluyor. 2022 Hibrit araçlardaki pazar payı yüzde 10.7, 2023’de yüzde 10.8 gerçekleşerek hemen hemen aynı aynı oranı korurken, kullanıcıların elektrikli araçlara olan ilgisinin her geçen yıl katlanarak artacağını bu durumda rahatlıkla söyleyebiliriz. Fosil yakıtlardan (benzin, motorin, otogaz) devletin tahsil ettiği yüksek özel tüketim vergileri nedeni ile içten yanmalı bu yakıtları kullanan araçlar ile gece saatlerinde evde şarj ettiğiniz bir elektrikli aracın yakıt tüketimi arasında yaklaşık 7 kata varan yakıt ekonomisi sunması, nispeten daha uygun sıfır araç fiyatları, çok daha iyi performans sunmaları ve neredeyse otonom sürüşe imkan veren donanımları ile elektrikli araçların pazar payının katlanarak artması kaçınılmaz görünüyor.
Kullanıcı tercihlerinde daha önceki yıllara kıyasla önemli bir değişiklikte sıfır araç alım sırasında alışkanlıklarımızın da araçları görmeden, denemeden, bayiye gitmeden, alışılagelmiş servis noktaları sunulmadan, internet üzerinden ciddi sayılarda araç alınması sayılabilir. Böyle düşünmemize sebep olan en yüksek elektrikli araç satışlarına sahip iki firmanın nasıl araç sattığına bakarak bu durumu rakamlarla daha somut ortaya koyabiliriz. ODMD verilerine göre, TOGG’un 2023 yılında sattığı 19.583 araç ve TESLA’nın sattığı 12.150 aracın satın alma süreçlerinin herhangi bir bayiye gitmeden, aracı canlı görüp, test sürüşü yapamadan tamamen internet üzerinden online başvurarak gerçekleşmesini bundan beş yıl önce hayal edemezdik. 10 yıl sonra otonom sürüş, yapay zeka, bağlantılı araçlar, mobilite eko sistemi ve entegre-akıllı-paylaşımlı ulaşım sistemleri (kullan bırak araçlar vb) terimlerini tecrübe ediyor olacağız.
Elektrik araç konusundaki izlenim ve düşüncelerimi sizlerle ayrı bir yazıda paylaşmayı, elektrikli araçların gerçekten çevreci olup olmadıkları, avantaj ve dezavatajlarını, fırsatları ve dikkat edilmesi gereken konuları yazımda detaylıca sizlere aktarmak isterim. Avrupa Birliği üye ülkelerinin yasal mevzuat gereği 2035 yılı itibari ile içten yanmalı motora sahip sıfır araç satışını yasaklamış olması hem ülkemizdeki tüketicilere, hem de ciddi rakamlarda avrupaya sıfır araç ihracatı gerçekleştiren ülkemiz sanayicileri için elektrikli araç konusunun tercihden ziyade bir zorunluluk haline getirilmesini de sizlerle değerlendirmek isterim.
Sevdiklerinizle güzel anılar biriktirdiğiniz, kendinizi yalnız ve çaresiz hissettiğiniz felaketler yaşamadığınız güzel günleriz olsun, yeni yazılarda buluşmak üzere.

Barış Sönmez
eczbarissonmez@gmail.com