Halit KATKAT


Partilerde aday bulmaca ve bilmecesi

.


Partilerde aday bulmaca ve bilmecesi

Yerel seçimlerde aday bildiriminin son günü... Peki adayların neye göre belirlendiğini, aday belirlemede hangi temel kriterlerin (verilerin) göz önüne alındığını bilen var mı?

Kimi ön seçim dese de ön seçimin adını anan yok. Genelde partilerin merkez yönetimleri belirliyor adayları. Neye göre belirliyor? Bir kriter açıklamasalar da belli olan bir şey var, seçilme olanağı en fazla olana göre belirlendiği çok açık. Ön seçimle belirlense o da parti içindeki grupların eğilimlerine göre olacak ve seçilme şansı göz önüne pek alınmayacaktır. Zaten her iki durumda azınlık grubun kararı olacaktır. Bunu bilen partiler bir de anket yaparak seçilme şansı en yüksek adayı belirleme yoluna gidiyorlar. Onun içn bugün ortada görünen özellikle muhalefet partilerinde aday çekişmesi, istifalar bu yüzdendir. Başka partiden aday gösterilmeyen biri sırf popülerliği yüzünden bir başka partide ilkelerine uygun olmasa da aday gösterilebiliyor... Kendisini belediyecilikte ispatlamış bir belediye başkanı aday olarak gösterilmiyor. Burada adayın söz söyleme, ağzı laf yapabilmesi de önemli. Adayın iş yapabilirliği en sonda geliyor. İktidar partisi karar verme iradesini tek kişiye bağladığı için onun işi daha kolay. Anket yaptırıyor çıkan sonuca göre ve kendi kafasına göre karar veriyor. 'İtiraz eden var mı?' diye sormaya bile gerek duymuyor. İşlem tamam.

Beş yıl hizmet edecek adaylar, belirlendikten sonra, çıkıyorlar meydanlara ve lafla peynir gemisi yürütmeye çalışıyorlar. Halkın önemli sorunlarına nasıl çözüm bulacaklar? Belli değil. Başlıyorlar boş vaatlere: Geçmişte 11 ilde yıkılan binaların yapımından ve çevreden sorumlu bakan, aday olunca depreme güvenli kent sözü veriyor, temiz çevre sözü veriyor. Ne kadar inandırıcı değil mi?

Muhalefet partilerinden bazıları “halkla birlikte yöneteceğiz” ya da “Türkiye bizim meselemiz” diye içi boş laflarla seçmenleri inandırıp oy almayı hesaplıyorlar. Hakla birlikte derken bunun alt yapısı var mı? Her kararda kent halkını mı toplayacak karar alacaksınız? Bu mümkün mü? Sosyal proje olarak en demokratik yol ama, pratikte mümkün değil. Bu ancak halkın seçilmiş temsilcilerinin kararlara katılmasıyla mümkündür. Bugün için kimi kentlerde kerhen uygulanan kimi kentlerde hiç olmayan bir kent konseyi uygulaması var. Nedense demokrasi demokrasi diyenler her sendikanın, her meslek örgütünün, halkın doğrudan temsilcisi muhtarların, kooperatiflerin katıldığı bu meclise şaşı bakmaktadırlar. Eğer halkla yönetmek istiyorsanız en demokratik yönetim biçimi bu kent konseylerinin en yetkili karar organı olarak görülüp uygulanmasıdır.

Ayrıca imar planlarının ranta göre değil halkın ihtiyacına ve kararlarına göre planlanması, yeni binalara güneş panelleri zorunluluğu, boş alanların ve arsaların konumuna göre üretim faaliyetlerinde kullanılması gibi vaatleri de duymuyoruz. Deprem önlemlerinin halkla birlikte nasıl nasıl kotarılacağı sözlerini de duymuyoruz.

Adaylar halk tarafından çok yüksek oranda oyla seçilmiş olsa bile kayyum atama yöntemiyle görevden alınabilirliği, Atanmış olan vali ya da kaymakam gibi atanmış devlet görevlilerinin kendilerini görevden alabileceği ya da yetkilerini kısabileceğini de dile getirmiyorlar. Zaten AKP'li Cumhurbaşkanı 'bizden olanı seçmezseniz hizmet gelmez' diye Hatay'da depremzedelerin gözünün içine bakarak söyledi. Bütün adaylar bunları bilerek seçime gittiklerine göre seçimden sonra bize iş yaptırmadılar bahanesinin arkasına sığınmaları inandırıcı olmaz.