Nurullah ER


Kuşlara yem atmak

Bir çocuğu senindiren, mutlu eden, belki de en büyük şey kuşlara yem atmaktır.


Bir çocuğu senindiren, mutlu eden, belki de en büyük şey kuşlara yem atmaktır.

Yem attığı kuşların ayakları arasında dolanması, yakalamak için elini uzattığında pırrr diye uçup bir iki adım öteye konması, ardı sıra koşması, aynı hamleyi yaptığında, aynı şeyle karşılaşması, yakalayamadığına üzülür gibi olsa da , el çırpması, gülümsemesi bleki de dünyalara değer.
Gerçi kuşlarda terk etti şehirleri. Korunacak, beslenecek bir alan kalmadı. Kalakala biraz kumru, güvercin, serçe, bir de martılar var İskenderun´da. Bunlar şehrin yerleşik sahipleri gibi. Göç etmezler, bulundukları mekanı terk etmezler, şehrin meydanlarında, cami avlularında, parklarda yaşarlar. Buralarda dolaşan insanların attıkları yemlerle beslenirler, o çevrede bulunan binaların saçaklarında barınırlar.
Gerçi böylesi yer İskenderun´da yok denecek kadar az. O nadenle pek kuş göremzsiniz İskenderun´un içinde. Geçen dönem Belediye Başkanlığı yapan Yusuf Çivelek´in, eski bit pazarının yerine yaptırdığı sosyal tesis ve önündeki park, şimdi güvercinlerin alanı gibi oldu. Eskiden bit pazarı olarak söylenen yer şimdi güvercinli park olarak söylenmeye başlandı.
Sosyal tesiste dinlenelerin, parkta oturanların güvercilere yem atması sonucu oluşan manzara ,bambaşka bir güzellik veriyor, ruh katıyor şehrin yapısına. Hele hele de çocukların yem atışı, uçuşan güvercinlerin arasında koşturması başka bir görüntü... Böylesi bir manzara orada buluna herkesi rahatlatıp gülümsediyor.
Dört bir yanı betonla kuşatılmış, asfaltla donatılmış, yeşil alanı kalmamış, denizi görülmez olmuş İskenderun için böylesi bir yer, küçükte olsa, büyük bir kaznım ve değerdir.
Burası genişçe bir alan, şehrin merkezi, değerli bir yer. Burası için mutlaka iştahı kabaran rantiyeciler olmuştur. Belediye başkanın etrafında dolaşanlar, baskı yaptıranlar bulunmuştur. Ne var ki o zamanın Beldiye Başkanı Civelek tercihini onlardan yana değil de, İskenderun´dan yana, İskenderun halkından yana yapmıştır. Sosyal tesis yaptırarak, çarşıda dolananların yorulduğunda en azından gelipte oturduğu, çayını, kahvesini yudumladığı, uçuşan güvercileri, koşuşan çocukaları seyrettiği bir konuma getirmiştir. Çarşının ortasında doğal bir ortam yaratmıştır. Şehrin ruhunu değiştirmiştir.
Şehirler de canlı yaratıklar gibidir. Onlarında ruhları vardır. Şehirlerin ruhu, o şehirde yaşayan insanları ruhudur. İnsan ruhu sürekli rahatı, huzuru, mutluluğu arar. Doğal bir ortam, insan ruhuna en büyük neşe, mutluluk ve canlılık veren bir ortamdır. Şehir ortamında yeşil alanların yok edilmesi, doğal oratmdan koparılması, şehirde yaşayanlarda gerlimli, stresli, korku dolu bir ruh hali oluşturmuştur.
Umarız, belediyeye devredilen Karayolları arazisi, rantiyecilere peşkeş çekilmeden, yeşil alan ilan edilerek, doğal ortam yaratılarak, İskenderunluların nefes alacağı, kuşların uçuşacağı, çocukların koşuşturacağı, yaşlıların dinleneceği, gençlerin eğleneceği bir ortam haline getirilir.
Her belediye başkanı yaptığı hizmetlerle, bıraktığı eserlerle anılır.