Balıkçıların deniz manzaralı evde oturma iştahı yoktur. Deniz onların işliğidir. Küçük tekneleri de bu işliğin aletlerinden biridir. Geniş kumsallar da güneşlenmek için değil ağı rahat çekmek, onarmak, teknesini hoyrat dalgalardan ve kayalardan uzak tutmak içindir.
Kumsallar, denizin safrasını attığı yerlerdir. Özellikle de lodostan sonra kumsallarda yok yoktur. Denizin eritemeyeceği, dibine çöksün istemeyeceği ne varsa kumsala vurur. Kamışlar, kütükler, ahşap parçaları, kabuklular… Bunları toplar balıkçılar. Kimini inşaat malzemesi olarak kullanır, kimini süsleme malzemesi.
Evleri birbirine benzer balıkçıların. Fark yaratan, kumsalda bulduklarıdır. Kıskançlığa, ufak tefek sürtüşmelere yol açsa da bulunan, bulanındır. Duvarda kurutulmuş bir denizyıldızı asılıdır mutlaka. İçi kurşunla doldurulmuş yengeç kıskaçları da göğüslerindeki madalyondur. Kurutulmuş bir kırlangıç balığı ya da iyi sıyırılmış bir köpek balığı çenesi avcının gözü pekliğine işarettir.
Birden kopan fırtınalarda kumsala yaygılarını serer kadınlar. Kocalarını, oğullarını bekler. Binlerce yıllık duaları mırıldanırlar. Denizin öfkesini soğutmak, hedefini şaşırtmak için kandillerini, gaz lambalarını yakarlar. Kocalarını, oğullarını canları alınmaya değmeyecek kadar önemsiz gösteren maniler okurlar. Onların aptallıklarını bir kez affetmesi için denizi merhamete davet ederler.
Kumsallar mitolojinin yaşadığı yerlerdir.
***
Dağların, ovaların, ormanların mitolojisini çok daha eskiden öldürdük. Dinamitle, tarım ilaçlarıyla, yangınlarla. Katilin yanına da cebine de kâr kaldı. Deniz manzaralı evler istedi bunlar. Balkonda oturacak, dalgayı seyredecek, maviyi gözünün bebeğinde, esintiyi gerdanının kat yerinde hissedecek.
Kumsala villa, yalı yapmakla yetinmediler, kat üstüne kat çıktılar. Karataş’ın, Yumurtalık’ın neredeyse Kıbrıs’ın ışıklarını gece lambası gibi kullanmakla övündüler.
Kibir, insanın affedilmez aptallığıdır.
Kumsal, yoksul balıkçının zenginliğiydi.
Kumsalın üzerine dikilen kibir abideleri zenginin mezar taşı oldu.
Mitoloji, doğanın bilgisidir. Doğayla barış içinde yaşamak insanlık tarihine karşı sorumluluğumuzdur.
