Leman GÖÇMEN


Karpuz mevsimi

İlk tanıdığım meyvelerden biridir. En güzeli de Çukurova´da yetişir.


İlk tanıdığım meyvelerden biridir. En güzeli de Çukurova´da yetişir. 

Ben gariban da Çukurova´nın tam göbeğinde Osmaniye´nin yolsuz yolaksız bir köyünde dünyaya gelmişim. Bu aylarda kıştan ekilmiş karpuzlar yetişir. İyileri at arabası ile Ceyhan´a, Osmaniye´ye pazara götürülürdü. Dayımın iki güzel atı vardı. Bu dönemin en lüks arabasına karşılıktı o zaman. Hem tarlayı sürer hem kendilerini tarlaya, her yere götürür, nakliye işini de yaparlardı. Tarla dönüşü de karpuzların küçükleri seçilir, evlerimize gelirdi. Karpuzu olmayan, ekemeyenlere de rahmetli anneannem bir şeylerin içine koyar, bu şu eve, bunu şu eve diye gönderirdi.

O küçük karpuzlar benim çocukluğumun en güzel anılarından biridir. Onları portakal soyar gibi büyüklerimiz soyar, elimize verirlerdi. Onları büyük iştahla yerken elbiselerimiz de o karpuzdan nasibini alırdı. Hem kan kırmızısı olur, kendi küçük ama çekirdekleri kocaman olurdu. Büyükler toplayabildikleri çekirdekleri hemen yıkar, güneşe koyarlardı. Onlar, seneye hem tohumluk olarak fazlası da kavrulup çerez olarak yenirdi.

Bu gün bir karpuz aldım. O sesi herkes tanır. Bıçakla keserken, daha bıçak değer değmez çıtır çıtır karpuz elinizin altında dağılır… o karpuzun çok iyi bir karpuz olduğunu anlarsınız. Öyle bir karpuzdu. Çok mutlu oldum. Hemen çocukluğuma döndüm, bugünkü yazımın da konusu bu olsun dedim. İşte bugün öyle bir gündü. Zira, sıcakların ilacı karpuzdur denir. Bu mevsimde hemen her evde haftanın birkaç günü karpuz yenir. Bana piyango çıkmış gibi sevindim. Kelek de olsa, ham da olsa o karpuzu mutlaka yemeye kararlıydım. Neyse ki, çok güzel çıktı.

Şikayet gibi olmasın ama, bu yıl amansız sıcaklar yaşıyoruz. Kıştan bu işin uzmanları söylemişlerdi. Bizler sıcaktan şikayet ettiğimiz zaman rahmetli anneciğim, “Çocuklar sıcaklar olmazsa karpuzlar olmaz, üzümler olmaz. Bunların ilacı güneş ve sıcaktır” derdi. Ancak, tanrı hiçbir şeyi felakete çevirmesin. Çiftçimiz ürününü bozulmadan toplayıp hayatını yapsın ki, ihtiyaçlarını karşılayabilsin, düğününü yapsın, tekrar eksin, bizler de tekrar alıp yeme şansını bulalım.

Ancak, bir de nasıl bu günlere geldiğini düşünürsek daha iyi olur.

Geçtiğimiz yıllarda tohumunun nereden geldiğini bilmediğimiz, aynen kabağa benzer karpuzlar yedik. Neyse ki birkaç yıl sonra tekrar piyasamıza, pazarlarımıza güzel karpuzlar çıktı.

Ben o yıllarda koca yaz mevsiminde 2-3 defa karpuz almış, hepsini çöpe atmıştım. Tabii, sağolsun çiftçilerimiz hemen tohum değiştirip iyiyi yakalamışlar. Hatta ürün düzeldikten sonra da almıyordum, ‘karpuza hasret olduk´ demiştim bir gün. “Aman Leman teyze karpuzlar bu yıl çok güzel” diye beni uyarmışlardı. Ve dilerim bundan sonra da karpuz gibi bütün meyvelerimiz sağlıklı ve güzel olur. Ülkemiz için de çiftçimiz için de inşallah çok ihracat olur, herkesin yüzü güler. Güzel ülkemizde bol bol meyve, sebze, ticaretimizle huzurlu, sulh içinde bir yaşam diliyorum.

Bu mevsimin en güzel yanlarından biri de denize girmektir. Ne güzel bir bahtiyarlıktır ki, sahili olan bir kentte yaşıyorum.

Arsuz bu yıl, bayram tatilinde 1 milyon turist çektiğini açıklamışlar. Okuduğumda çok mutlu oldum. İskenderun´dan denize girmenin yasaklandığı zamanlarda Arsuz´a taşınınca ben kendi adıma söylüyorum, çok üzülmüştüm. Ama bir taraf düşünememişim, İskenderun´un sanayi ve ticaret şehri olduğundan tatil şehri olamayacağını bilmem gerekirdi.

 

Şimdi o adımları atanları canı yürekten kutluyorum. Ama yine de şehrimizin içinde Arsuz´a kadar gidemeyenler için bir plajın olmasını diliyorum, hatta istiyorum. Her belediye başkanına bu ricamı iletmişimdir. Hatta, geçmiş bir başkanımız arıtma tesisi yapıp, bir de plaj yapacağını seçim beyannamesine bile koymuştu. Ama yapamadı, inşallah bundan sonrakiler yapar.

Nice mutlu yazlar diliyorum, sağlıklar diliyorum.

Hoşçakalın.