Nurullah ER


HATAY BÖLGESİNİN İŞGALİ

İngiliz ve Faransızlar 1. Dünya Savaşı sonrası anlaşarak, Ortadoğu ve Anadolu coğrafyasını kendi aralarında paylaşmışlardı.



İngiliz ve Faransızlar 1. Dünya Savaşı sonrası anlaşarak, Ortadoğu ve Anadolu coğrafyasını kendi aralarında paylaşmışlardı.
İnglizler, Süveyş Kanalı´nı geçerek, Arap çöllerini dolanarak, Türklerin ve Müslümanlığın en büyük ihanetçisi Şerif Hüseyin´i önüne katarak Halep´i işgal etmişlerdi. Halep silah sıkılmadan teslim olmuş, sözde Arap bayrağı dalgalanmaya başlamış, Şerif Hüseyin´in kasaları da İngiliz altınlarıyla dolmuştu.
Fransızlar da savaş gemilerini İskenderun Körfez açıklarına çekmişler, İskenderun Kaymakamıyla görüşerek, Gülcihan´dan, Dörtyol sahiline kadar döşeli olan mayınları temizlemek istemişlerdi. Osmanlı Hükümetine başvuran kaymakam, hükümet yetkililerinden, ‘Fransız gemilerinin Körfez´de bulunmasında sakınca yoktur´ talimatını almıştı.
Kısa zamanda Körfez´deki mayınları temizleyen Fransızlar, akabinde İskenderun´a asker çıkararak, Kaymakama aşağılayıcı davranışlarda bulunmuşlar, tutuklamışlar, diğer memurlarla birlikte görevden almışlardı. Yerlerine kendi adamlarından atama yapmışlardı. Durumu, M. Kemal´e bildiren yetkililere, M. Kemal, ‘direnin´ tailmatını vermişti. M. Kemal bu tarihlerde Adana Yıldırım Ordular Komutanlığı´nı yapıyordu. Fransızların Osmanlı Hükümeti´ne baskısı sonucu, M. Kemal görevden aldırılmış, işleri biraz daha kolaylaşmıştı.
Bu tarihi olaylar yaşandığında, takvim yaprakları 18 Kasım 1918´i gösteriyordu.
Yani bundan 99 yıl önce.
O gün doğanların pek aramızda olduğunu zannetmiyorum ama, tarih yaşıyor;
Sosyal yapısıyla, kültürüyle, siyasi olaylarıyla.
Hatay bögesinin tarihini anlatırken, bırakın yüz yıl öncesini, binlerce yıl ötelere gidiyoruz.
Zengin tarihi ile övünüyoruz, gelmiş geçmiş uygarlıklardan söz ediyoruz.
Türkler de bu bölgeye , 9. Ve 10. YY´da gelen bir milletir.
20. YY´a geldiğimizde, Avrupalı emperyalist güçler bögeden söküp atmak istemişler, Ortadoğu coğrafyasından çıkarsalar da, Anadolu topraklarında büyük direnşlerle karşılaşmışlardı.
Anadolu topraklarında Ulusal Kurtuluş Savaşı dört yıl sürsede, Hatay topraklarında tam 21 yıl sürmüştür.
Kolay değil 21 yıl savaşla yaşamak.
Bu savaşta büyük bir destan yaratılmıştır.
Bu destanın askerleri, Hatay halkı, kahramanı da M. Kemal olmuştur. 5 Temmuz 1939 tarihinde, Hatay topraklarıda , Türkiy Cumhuriyet´i topraklarına katılmıştır.
Her yıl 5 Temmuz´u Hatay´ın Kurtuluşu olarak şenliklerle kutluyoruz, övünüyoruz. Ne var ki, sürekli başarıları taçlandırıyoruz.
Bir savaşın sonucunu bilmek, önemsemek kadar başlangıcındaki sebepleri de bilmek bir o kadar önemlidir.
Savaşlar, sebep- sonuç ilişkisine göre değerlendirilip yazılmazsa gerçek tarih yazılmış olamaz.
Tarih hamasi sözlerle ayakta tutulamaz.
Millet olarak tarihsel olaylardan kendi kendimzle yüzleşmekten sürekli kaçınmışızdır.
Tarih tekerrürden ibarettir söylemiyle, sürekli tarihsel yanılgılar yaşamışızdır.
On altı Türk devletinin kurulmasıyla övünürken, on altı Türk devletinin neden yıkıldığını pek önemsememişizdir.
Bundan 99 yıl önce yaşanan tarihi olaylar, bugün bölgemizde tekrar yaşanıyorsa tarihten ders çıkarmamızdandır.
Bir ülkede her zaman hainlerde vardır, yurtseverler de. Dünyadaki tüm savaşların sebebi hainlerin karanlık emellerini kendi çıkarlarına alet etmekle yaşanmıştır.
Hatay topraklarında verilen Kurtuluş Savaşımız her ne kadar emperyalist güçlerle olmuşsa da, esası yurtseverlerle hainler arsındaydı.