Halit KATKAT


Felaketlerden siyaset kurumu sorumludur

Halit KATKAT


Felaketlerden siyaset kurumu sorumludur

Evet deprem bir doğa olayıdır. 
Fay hatlarının kırılması ile ortaya çıkan muazzam enerjinin önüne geçecek bir önlemi insan nesli bugüne kadar edindiği bilim ve bilgi ile henüz keşfedememiştir. Hatta depremin ne zaman olacağını tahmin etmekle birlikte bizim binalarımızdan çıkıp kurtulacak kadar süreyi bilim insanları tahmin edememektedir. 
O zaman binalarımızı sağlam zemine, uygun proje ile dayanıklı malzemeyle yapma zorunluluğumuz var. 
Bugün deprem felaket haline geliyorsa bu normlara uyulmadığı içindir. Peki bu normları kim seçip denetleyecektir? 
11 ili etkileyen büyük Kahramanmaraş depreminde deprem mağdurlarından ve yaşadıklarımızdan görüyoruz ki bütün işler yurttaşa kalıyor. Yurttaş deprem güvenli binada oturmak istiyorsa, bina alırken projesine bakacak, zemin sağlamlığına bakacak, projesine uygun yapılmış mı ona bakacak.  
Peki binayı ya da oturacağı konutu aldı. Sonra sorun çıktı bu defa yurttaşın hukuk mücadelesi yapması gerekiyor. Ya da deprem oldu bina yıkıldı. Eğer ölmemiş ya da ağır yaralanmamışsa yine aynı konuların peşinde düşecek ve gelsin hukuk mücadelesi… 
Yurttaş hem projeden anlayacak, hem zemin etüdünden anlayacak, hem inşaat malzemesinden anlayacak hem inşaatın sağlamlığını kontrol edecek. Yetmedi hakkını aramak için hukuk bilgisi de olacak. 
Bütün bunlardan anlayan süper bir yurttaş belki bulunabilir ama konut alan ya da bir konutta oturan bütün yurttaşlardan bunu beklemek mantıklı bir şey midir?  Asrın felaketi halini alan bu deprem de ve bütün depremlerde yurttaşına sağlam zeminde sağlam konut yapma zorunluluğu ve sorumluluğu devleti yönetenlerdedir. Yurttaştan zemin sağlamlığını ölçme, bina projesini kontrol etme, binanın sağlamlığını araştırma işlerini yapma sorumluluğu beklenemez. Kaldı ki projede beş kat ruhsatı olan binaya dokuz kat inşaat izni veren, fay hatları üzerine inşaat yapılmasına izin ve ruhsat veren yerel yönetimlerdir. Yani siyasi kurumlar. 
Devleti yönetenler bu depremde, deprem öncesi yapılacak işlerde, örneğin en basitinden yurttaşların deprem anında toplanacağı yerlerin tespitinde, enkazda mahsur kalanların zamanında kurtarılmasında, deprem sonrası evsiz kalan yurttaşların ihtiyaçlarının karşılanmasında görevlerini yerine getirmemişlerdir.  
Üstüne üstlük bir yıldır konut ve iş bekleyen deprem mağdurlarının gereksinimlerini karşılamaya çaba harcama yerine araya seçimi sokarak siyasilerin ve devlet organlarının bütün dikkat ve çabasını seçimlere yönlendirmişlerdir. 
Bütün ülke işlerinin aksaması, düzgün yürümemesi esasında bu tarafgirlik ve çıkarcılık içeren siyaset mesleğinin ülkeyi yönetmesinden kaynaklanmaktadır.  
Siyaset mesleği yerine meslek siyaseti uygulaması getirilmelidir. 
Eski politikacılardan Süleyman Demirel “siyaset inandırma sanatıdır” derdi. Bana göre ise siyaset kandırma sanatıdır.