Nurullah ER


EMEKLİYE SENDİKA HAKKI

Ülkemizde 12.5 milyon emekli var.


Bunlar sendikasızlar.
Ekonomik, sosyal hakları, sağlık sorunları siyasi iktidarların iki dudağı arasında.
Uzunca süredir iktidarda olan, emeklilerin sorununa sürekli şaşı bakan AKP iktidarının uygulamaları sonucu emeklinin durumu ortada.
Neredeyse tümü ekonomik sorunla karşı karşıya; her altı ayda bir verilen zam, fiyatların yükselmesi, doların değerinin artması sonunda eriyip gidiyor.
Bugün asgari ücret altında maaş alan emekliler var.
Yoksulluk sınırında yaşayanlar var.
Çalışan, iş arayan emekliler var.
Sağlık sorunu yaşayan emekliler var.
Benzeri sorunları bir yaşam şekline dönüşen emekliler; ‘saldım çayıra, mevlam kayıra´ misali; sahipsiz, kimsesiz, perişan, sefil... bir yaşam sürmekteler.
Emekilerin bu duruma düşmelerinin, çaresiz kalmalarının, yoksulluk sınırında yaşamalarının tek sebebi sendikalarının olmadığındandır.
Demokrasiyle yönetilen ülkelerde emekliler sendikalıdır. Ekonomik, sosyal, kültürel hakları, sağlık sorunları sendikalarının yaptığı toplu sözleşmelerle çözümlenmektedir.
Ülkemizde emeklilerin sendikalı olma mücadelesi uzun zamandır sürmektedir.
1995 yIında DİSK´e bağlı Emekli-Sen kuruldu. Ne var ki faaliyetlerini aktif şekilde yürütemedi. 2002 yılında İçişleri Bakanlığı kapatılması için dava açtı; ‘emeklinin sendikası olamaz, ancak dernek kurabilir´ diyor. Davanın reddedilmesine, Danıştay karar vermesine rağmen siyasi iktidar iç hukuktan bahsederek, uluslarası insan hakları sözleşmesini görmezden geliyor. Böylece siyasi iktidar emekli sendikaları önünde bir kale duvarı gibi duruyor.
Emeklilerin sendika kurma hakkına karşı olan AKP, seçim arefesinde emeklilere dini bayramlarda bin lira ikramiye vermekle övünüyor.
‘Siz sendikayı falan ne yapacaksınız, verirsem ben veririm´ derken, ancak seçimden seçime emekli aklına geliyor.
Emekli, kimseden lütuf beklemiyor.
Uluslararası sözleşmeden doğan sendika kurma hakkını istiyor.
Toplu sözleşme yapma hakkının istiyor.
CHP, sosyal demokrat bir partidir.
Program ve tüzüğünde emek hakkını kollayan, koruyan maddeler mevcuttur. Emek önceliği, emeğin yüceliği ilkesi ile emeklinin ve emekçinin sorunlarını çözme konusunda da iddialıdır. Dünya genelinde de sosyal demokrat partiler çalışanla, çalıştıranlar arasında dengeyi sağlayan partiler olmuştur. Bizde de öyledir. Çalışanlar ve emekliler tüm hakkını 1963 yılında CHP iktidarı döneminde, o zamanın Çalışma Bakanı Ecevit zamanında elde etmişlerdir. Uzun süreden beri sosyal demokrat parti olan CHP iktidar olamadığından işçi ve emekli haklarında sürekli gerileme olmuştur. Bu iktidar döneminde de kanadı yolunmuş kuşa çevrilmiştir.
İki hafta sonra yapılacak seçimlerde CHP seçim bildirgesinde, emekliye sendika kurma hakkının verileceğini söylüyor. Emekliden oy istiyor. Emeklinin bir kısmı ise CHP´ye oy vermede zorlayor. Kendilerinin ekonomik, demokratik, sosyal haklarını öne çıkarmaya çalışsalar bile.
Bugün emekliler, oy potansiyeli bakımından bir partiyi tek başına iktidar getirecek güce sahipler. Günümüz emeklisi, ağlama duvarı olmaktan çıkmak istiyorsa, yaşamının sonbaharında bin bir türlü sorunla boğuşmaktan yana değilse, her altı ayda bir siyasi iktidarın ağzının içine bakmak istemiyorsa önündeki seçim fırsatını iyi değerlendirerek, oy gücünü birleştirerek sendika hakkını yasaklayan değil, tanıyan partiye oy vermelidirler.