Halit KATKAT


DİSK, KESK,TMMOB,TTB “OHAL değil demokrasi istiyoruz' Kampanyası

Geçen hafta Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipler Birliği´nin (TTB) ortaklaştığı, “OHAL değil demokrasi istiyoruz” adıyla bir kam


Geçen hafta Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipler Birliği´nin (TTB) ortaklaştığı, “OHAL değil demokrasi istiyoruz” adıyla bir kampanya başlattıklarını duyurdular. 

Adı geçen örgütler kampanya boyunca bir dizi eylem ve etkinlik gerçekleştirerek siyasi partilerden kitle örgütlerine kadar birçok kurum temsilcisi ile görüşmeyi amaçlıyorlar.
Peki bu görüşmeler yapıldıktan sonra ne olacaktır? Nasıl olup, ya da nasıl yapılıp da OHAL kaldırılıp yerine demokrasi getirilecektir.
Bunu kampanyayı başlatan örgütler adına açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Kani Beko kurultay hedefinin yanı sıra bildiri ve afişler çıkartılarak fabrika fabrika, ev ev dolaşılacağını belirtti. Beko, “İşçilere ve kamu emekçilerine OHAL´in zararlarını anlattıktan sonra mutlaka alanlarda yürüyüşler ve mitingler yapılması gerekiyor” dedi. Beko, demokratik kitle örgütlerine de seslenerek OHAL´in kaldırılması için ortak mücadele çağrısını yineledi. (Evrensel 12 Kasım)
Bir defa baştan söyleyelim; daha önceki darbe dönemlerini yaşayanların daha iyi bildiği gibi OHAL demokrasi karşıtı, demokrasinin kısıtlanması için yapılan bir uygulamadır. Meclisin yetkilerinin hükümete devredilmesidir. İşçiler açısından grevlerin ve her türlü hak arayışlarının iktidar tarafından engellenmesidir.
Bu bakımdan OHAL´e karşı tüm işçi ve emekçilerin çıkarına olmayan bu harekete karşı çıkmaları yaşamsal önemdedir.
Ancak yukarıda sorduğum soruya Kani Beko 'mutlaka alanlarda yürüyüşler ve mitingler yapılması gerekiyor” yanıtını veriyor. Yani Kani Beko ve bu kampanyayı yürüten örgütlerin OHAL´i kaldırmak ve demokrasiyi getirmek için öngördükleri en son eylem biçimi ‘yürüyüş ve mitingler´dir. Peki ama burada şu akla gelmeyecek midir? Daha önce aynı örgütlerin düzenlediği bu tür sayısız eylemde amaç elde edilmiş midir? Hatta daha kitlesel olarak yapılan 'gezi eylemi'nde istenen demokratik talepler gerçekleşmiş midir? Ya da daha yakında milyonlarca kitle ile yapılan adalet yürüyüşü adaletin gelmesini sağlamış mıdır? Bu sorulara kimse evet yanıtını veremez. O zaman aynı eylemleri tekrar ederek farklı sonuçlar beklemek mantıklı bir şey midir?
Bu eylemleri yapmada kasıt nedir? A şıkkı, iktidar bu kitlelerden korkar ve girmiş olduğu yoldan döner OHAL´i kaldırır; b şıkkı, iktidar kitlelerin durumuna acır ve demokrasiye döner. Yapanların niyetinden bağımsız olarak çıkan sonuç bu oluyor. Bir de şu var; bu eylemlerle kitleler bilinçlenir, kendi gücünü, dostunu düşmanını öğrenir ve ilerideki hak alıcı genel grev vb etkin eylemler için güç toplar. Ama konuşmalardan böyle bir hedef çıkmıyor.
Tabii bir de güven sorunu nasıl aşılacaktır? Geçmişte bu tür eylemler yapıldığı halde bir sonuç alınamamışken şimdi kitleler neden aynı eylemlere başvuracaktır. Hakkın genel grevle alındığına çok açık örnek 15-16 Hazıran genel grev ve yürüyüş eylemidir. Yüzde on barajını kaldıran bu eylemi, DİSK çok iyi bilmektedir. Ama bu gün gelinen noktada DİSK bu eylemlerden çok geriye düşmüştür.
OHAL uygulamasından önce de grevler hükumet tarafından ertelenmişti ve hatta biri şu şekilde olmuştu:
DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası´na bağlı 15 bin metal işçisinin grevi, Bakanlar Kurulu kararıyla 30 Ocak 2015 tarihinde 60 gün ertelenince Al Jazeera´ye konuşan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, 'Grevin hükümet tarafından milli güvenliği bozucu nitelik taşıdığı gerekçesiyle ertelenmesi sermayeye yardımcı olunması anlamına gelir. Fakat bu durum fabrikalarda huzurun bozulmasına neden olacaktır, biz bunu engelleyemeyiz. Sendikanın yasak kararı karşısında devam edilmesi halinde 'yasadışı grev' pozisyonuna düşüleceğini.....' söylemişti.