Nurullah ER


CUMHURİYET NEREDEN NEREYE

Cumhuriyet nereden nereye.


 

Cumhuriyet nereden nereye.
Kurulalı 94 yıl oldu.
Yaşayan görüyor, düşünen biliyor. Görecek gözü, düşünecek aklı olanlara.
Cumhur; toplum, halk, kalabalık demektir. Cumhuriyet ise; toplumun, halkın kendi kendini yönettiği rejimdir.
Cumhuriyet, eğitimli, kültürlü, aydın, gelişmiş ve kalkınmış ülkelerin yönetim sistemidir. Çünkü, olmazsa olmazları vardır. Demokrasi, özgürlük,eşitlik, hak, adalet... gibi.
Atatürk ve arkadaşları 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyeti kurduklarında, eğitimli ve aydın insanlar ülke de parmakla gösterilecek kadar az, gelişmişlik ve kalkınmışlık ise sıfırdı.
Böylesi bir topluma, Atatürk neden Cumhuriyet yönetimi gibi bir yönetimi uygun gördü diye elbette sorulur. Kurtuluş Savaşı, Türk toplumunun bağımsızlık ve özgürlük savaşıydı. Bu savaşı M. Kemal ve arkadaşları böylesi bir halkla vermişlerdir. Çünkü, Türk toplumunun karekterinde tarih boyunca özgürlük ve bağımsızlık şiarı olmuştur. Böylesi bir savaşı veren bir toplum, kendi kendini de yönetmeye haiz bir toplumdur düşüncesinden yola çıkarak, halkın kendi kendini yönettiği cumhuriyet rejimi getirilmiştir.
Atatürk Cumhuriyeti kurduktan sonra ilk işi, bir Cumhuriyet toplumu yaratmak için kolları sıvadı. İlke ve devrimleriyle, eğitime verdiği önemle, sanayi ve tarım alanlarında yaptığı yatırımlarla kısa zamanda, ülkede aydınlanmanın önünü açarak, gelişme ve kalkınmada yola çıkarak çağdaş bir Türk toplumu yaratmak için yola çıkmıştır.
Köy Enstitüleri bu toplumun aydınlanmasında en büyük ışıktı. Cehalet bu ışıkla söndürüldü. Kalkınmada, kurulan fabrikalarla, tarım alanında yapılan yatırımlarla ekonomi can buldu. Atatürk, yaşamında ülkeyi Cumhuriyet yönetimiyle hedeflediği amaca ulaştırmış olsa da, daha yapacakları vardı. Ne var ki ömrü yetmedi.
Çok partili sistem parlamenter demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. Atatürk sağlığında çok partili sisteme geçilmesini çok istemiştir. Ne var ki, bazı olaylar buna engel olmuştur.
1950 yılında çok partili sisteme geçildikten sonra her şey birden değişti. İktidara gelen Demokrat Parti´nin kadroları, CHP´den ayrılarak kurmuşlardı bu partiyi. Bunlar ülkenin aydınlanmasına, toprak reformunun yapılmasına karşı olan, feodal yapıya sahip, muhafazakar kesimlerdi. Ülkedeki gericilerin, Atatürk düşmanlarının tam da istediği kişilerdi. Politik çalışmalarını bu temelde yürüten bu parti, popülist politikalarla, dini siyasete alet ederek uzun süre iktidarda kaldı. İktidar süresince gericiliği körükledi, dinciliği etken duruma getirdi. Doğulu aşiret reisi bir milletvekili, ‘benim marabamın çocuğu, benim çocuğumu okutamaz´ diyerek Köy Enstitülerini kapatarak; köylünün, fakir fukaranın çocuğunu okutulması yok edilmiş, aydınlanmanın önüne set çekilmişti. Ayrıca toprak reformu yapılmayarak bölgede, yoksulluk, işsizlik, açlık hat safhayı bulmuştur.
Laiklik ve Atatürk ilkelerinden ve devrimlerinden ödünler verilerek, yönünü çağdaşlaşmaya dönmüş bir toplum gericiliğin içine itilmeye başlanmıştır. ABD´den alınan yardımlarla ve borçlanmalarla üretim toplumundan uzaklaşarak, üretmeden tüketen bir toplum haline gelinmiş, tam bağımsızlık ülküsüyle yürüyen Cumhuriyet yönetimi, ekonomik ve siyasi alanda dışa bağımlı bir politika yürütür hale gelmiştir.
Cumhuriyet kurulalı 94 yıl oldu. Çok partili siteme geçişimizin de 67. yılı. Geçmişteki siyasi tarihi göz önüne getirdiğimizde bugün eğitimde, aydınlanmada, ekonomik alanda, demokratik yapılanmada, hak, adalet, özgürlük uygulamalarında başladığımız yerde değil, daha da gerilerdeyiz.
Çok partili sistemin iktidar partileri, parlamenter demokratik sistemi kurum ve kuruluşlarıyla tam işletememişlerdir. Demokrasi kültürünü oluşturamamışlardır, gelişmeyi , kalkınmayı ilerletememişler, çağdaşlığı gericileştirmişlerdir. Ülkeyi ve devleti düşünmeden öte nasıl iktidarda kalırım hesapları yapılmıştır. Onca yaşanan askeri darbeler, uygulanan sıkıyönetimler, yaşanan olağanüstü haller onların ürünüdür.
Geçmişte Köy Enstitüleri´ni kapatıp fakir fukaranın çocuğunun okumasına engel olanlar, aydınlanmanın ışığını söndürenler bundan bir yıl önce darbe yapan Fetö terör örgütünün alt yapısını hazırlayanlardır. Doğu´da, Güney Doğu´da toprak reformuna karşı olanlar feodalizmin kalıcılığını sağlayarak, toprak ağaları, şeyhleri koruyarak, gericiliği hortlatarak, yoksulluğu, işsizliği artırarak bölgeyi terör bataklığına sokanlardır.
Bugün iktidarda bulunan siyasi parti ülkeyi tek başına on beş yıldır idare ediyor. Ediyor etmesine de, olağanüstü hallerle, kanun hükmünde kararnamelerle yönetiyor. Cumhuriyet yönetimini, demokrasi uygulamalarını, hak, adalet, özgürlüklerin yaşatılmasını bunun neresinde bulacağız?
Cehalet yenilmeden, Cumhuriyet yönetimi kurumsallaştırılamaz, demokrasi işletilemez, hak, adalet ve özgürlükler yaşatılamaz, milli irade tecelli edilemez.