Leman GÖÇMEN


ÇAY MAHALLESİ

Leman Göçmen


Çay Mahallesi, bir kültürdür.

1800´lü yılın hangi ayında bilmiyorum; rahmetli dedem o tarihte bir Osmanlı yüzbaşı olarak İskenderun´a tayin edilmiş. Şu andaki 101 sokaktaki yıkama yağlama yerinde olan cumbalı bir ev satın alıp yerleşmiş.

Bekarmış. Günlerden bir gün Akarca köyüne çıkmış, muhtarın evine misafir olmuş. Biraz sonra sarı saçlı, mavi gözlü genç bir kız kahve getirmiş. Yıldırım aşk tecelli etmiş. Ve babaannem Emine hanım, o cumbalı eve gelin gelmiş. Güzel gelin arka arkaya 2 erkek, 3 kız çocuğu dünyaya getirmiş. Ama elimize hiçbir evrak geçmediği için dedemizin yaşını bilmiyoruz. Zira babamız da onu hatırlayacak yaşa gelmeden dedemiz hakkın rahmetine kavuşmuş.

Ne yazık ki dedemizin Osmanlıdan aldığı reşat liraları yetim sandığına koyalım diye ziyan edilmiş. Babam Zeki ve amcam Şükrü´yü amcaları Şam´a götürüp okutacağım demiş. Babaannem iki çocuğunun hasreti ile yanıp tutuşmuş ve geri getirmişler. Bundan sonrası daha hazin bir hikayedir. Ancak babam gençlik yaşında Fransız işgali başlayınca çete olup dağa çıkmış. Ancak bir gün mutlaka evimize giderim diye hayal kurmuş. Fakat ne yazık ki evi elimize geçmedi. Ama şu andaki evimizi 1943´te yaptırıp çok rahat bir nefes aldım demiş. O zamana kadar annesi ve kardeşlerinin hepsi ölmüş.

Ben hala yanarım, onun adını bu sokağa koymaya ön ayak olmayı ailece düşünemedik diye… zira dayızadesi Orhan Yanıçoğlu 5 yıl belediye başkanlığı yaptı. Babası Osman dayıydı. Düşünemediler.

O tarihte bildiğim kadarı ile üç mahalle varmış: Çay, Hamidiye ve Yenişehir. Ne güzel bir tesadüftür ki, bu kentin belediye başkanlarını hep Çay Mahallesi yetiştirmiştir. Ve mahallemizin oyları çoğunlukta olmuştur.

İlk Çay mahalleli belediye başkanı Ali Dingiltepe. Sonra, Orhan Yanıçoğlu. Abdulkadir Kocabaş da uzun yıllar mahallemizde ikamet etti, hem de dünürümüz oldu. Keza Hasan İnsan da bu mahallede uzun yıllar yaşadı. Mete Aslan halen bu mahallede oturur. Yani köklü bir mahallemiz var. Birbirine tutkundur. İyi günde kötü günde kimin arabası varsa ihtiyacı olanı hemen hastaneye taşırlar. Oğlum Tarık, cankurtaran gibi hemen yetişirdi. Şimdi biraz uzaktalar, ama dilerim yeniden yuvaya dönerler. Ben de babam gibi eski evimizin yerine apartman yapıp yeğenim Mete ve eşi Nilgün´le mutlu mesrur yaşıyoruz. Sokağımızın iki gazetecisi var. Biri Akın Bodur ve annesi Şükran hanım arkadaşıma selam olsun. Aynı zamanda bir yazar olan Akın meslektaşım evini de bu sokaktan alıp yerleşti. Hoş geldi.

Milli bayramlarımızda ben iki bayrak asarım. Geçtiğimiz ay kaybettiğimiz eski muhtarımız Müslüm Ölmez, “Anlamlı sokak” derdi 101 sokak için. Nur içinde yatsın.

Bir köşe yazarımız daha var: Sadullah Çağlar. Maşallah, ansiklopedi gibidir. Ben bazı konularda takılırsam ona müracaat ederim. Aynı zamanda uzun yıllar Nergizlik´te komşuluk yaptık. Saygılar olsun.

İskenderun, ağacı az bir şehirdir. Camimizin önündekiler ile apartmanımızın önündeki tek ağaç, Hasan İnsan´ın başkanlığı döneminde benim ricam üzerine dikilmiştir. Çok kişi bilir ama yeniden teşekkürlerimi sunuyorum. Sanırım Gülcan gelinimiz de o zaman park bahçe müdürü idi. Bugün camide cenazesi olanların, tamircilere gelenler için gölgeleri durakladıkları yer oluyor.

Her gurbetten gelenin unutamadığı bir çiçeğimiz olan ful vardır. Yenişehir mahallesinde de 2 yıl ikamet ettik. Akşamları evlerinin önünde, ful tenekeleri önünde hanımlar oturur sohbet ederlerdi. Orayı da çok severim.

Mahallemizde büyük takımların maçları olduğunda, sabahları hangi takım galip gelmişse onun bayrakları asılır, rakipler birbirleri ile atışırlar. Bu halen devam eder. Mahallenin güzel kızı Yeşim Beşiktaş, Bülent Mercan Galatasaray, oğlum Tarık, torunum Atilla Fenerbahçeli´dir. Neşeleri bol olsun.

Apartman komşularından Nurcan hanım ve eşi Mahmut Kurtulan, Atık yaylasında ev yaptırmışlar. Nice mutlu yıllarda yaşamaların dilerim.

Ben büyükşehirlerimizi de severim. Yıllar önce oralara yerleşme gibi bir şeyler düşünmüştüm; ama bütün şehir üstüme geldi ‘yapma´ diye. Vazgeçtim. İyi ki öyle olmuş.

Çok daha iyi, neşeli yazılarda buluşmak üzere…
Hoşçakalın.