Halit KATKAT


BİRLİK DAYANIŞMA ve MÜCADELE

Halit KATKAT


Geçen haftaki yazımda 1 Mayıs'ın neden bayram olarak değil de mücadele günü olarak ele alınması gerektiğini yazmıştım. Bu yazımda 1 Mayıs'ın gerçek anlamı olan 'Birlik Dayanışma ve Mücadele'nin altının nasıl doldurulacağı üzerinde durmak istiyorum.

Birlik,

Burada birlik derken işçi sınıfının birliği anlaşılması gerektiği açıktır. İşçi sınıfının bilimini yazan Marks, ömrünü verdiği büyük eserinin özeti olarak “bütün ülkelerin işçileri birleşin” diye söylemiş ve bunu mezar taşına da yazdırmış. Marks kapitalist üretim ilişkileri incelerken kapitalist sistemi ayakta tutan şeyin sömürü sistemi olduğunu ve sömürü sisteminin üretici gücünün de işçi emeği olduğunu tespit etmiştir. Yani bütün işçiler birleşip üretim yapmazlarsa kapitalist sistem ayakta kalamaz. Tek tek işçiler , kapitalist patron karşısında güçsüz olduklarına göre sömürüden kurtulmaları için birleşmelerinden başka çareleri yoktur. O zaman bu birlik nasıl olacaktır? Marks zamanında sendikalar yoktu. İşçiler günde 16-18 saat çalışıyorlardı. Öncelikle işçiler maddi çıkarları temelinde birlik olmalıydılar bu da onları sendikalar oluşturmaya götürdü. Yine Marks'ın “insanların düşüncelerini ve davranışlarını belirleyen onların maddi yaşam tarzlarıdır” sözünü hatırlarsak bir işçinin bir kapitalist gibi, bir kapitalistin de işçi gibi düşünmediği ortaya çıkar. O halde işçiler kendi ortak çıkarları için; dini, milli, siyasi görüşlerine bakmaksızın bir sendikada birleşmeleri gerekir. Öyle olması gerekirken bugün sendikalar siyasi görüşlerine göre bölünmüş ve işçilerin birlik olması gerektiği bir günde ayrı alanlarda 1 Mayıs kutlamaları yapmaktadırlar. Bugün işçiler ve emekçiler için birlik sınıf sendikalarında olursa mücadele başarıya ulaşır. Bu nasıl bir birlik olacaktır? “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” ilkesine göre işleyen, aile, ahbap, ya da torpil vb ilişkilerin yerine sınıf dayanışmasının geçirildiği sınıf sendikalarında olabilir.

Dayanışma;

İşçiler arasında “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” ilkesine göre bir dayanışma oluşturulması sınıf sendikalarının esasını oluşturmalıdır. Bir işçi iş kazalarına karşı, işten atılma ve her türlü baskı karşısında sendikasının desteğine güvenmelidir. Aynı şekilde bir iş kolundaki sınıf sendikası başka iş kolundaki sınıf sendikası ile ortak hareket etmeli ve birbirlerine güvenmelidir. Böylece bütün iş kollarında sağlam güvenilir birlikler oluşturulabilir.

Mücadele;

Mücadeleden bürokrat sendikacılar, sadece toplu sözleşme döneminde yaptıkları direniş veya grevi, o da yaparlarsa, anlıyorlar. İşçi sınıfının en etkili direniş aleti olan grevi işçilerin aldıkları kararlara rağmen uygulamıyorlar. Onun yerine basın açıklaması ya da alanlarda gövde gösterisini tercih ediyorlar. Halbuki işçi sınıfı işyerlerinde sömürülüyor, işyerlerinde ürettiği ile işverenleri zengin ediyorsa mücadelede oradan başlamalıdır. Gerek toplu sözleşme gerek yasal hakların alınma ve korunmasında, gerekse asgari ücret belirlenmesinde ve hatta savaşların durdurulmasında dayanışma grevi, siyasal grev ve genel grev uygulamaları en etkili yoldur. Birleşik dünya işçi sınıfının önünde bütün dünyanın emperyalistleri bile duramaz.