Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İskenderun Temsilcisi Nacar: Halk giderek yoksullaşıyor

.

GÜNCEL 15.03.2024 11:00:00 0
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İskenderun Temsilcisi Nacar:  Halk giderek yoksullaşıyor

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İskenderun Temsilcisi Nacar: 
Halk giderek yoksullaşıyor

İskenderun/SES
Dönemin en belirgin özelliğinin halkın giderek yoksullaşması olduğunu ifade eden Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İskenderun Temsilcisi Nalan Nacar, "Sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışan emekçilerin sorunlarının, halkın yaşadığı yoksulluktan farklı olmadığını biliyoruz" dedi. Adaletsiz vergi kesintilerine son verilmesi talebiyle her çarşamba yaptıkları eylemlerine devam ettiklerini anlatan Nacar, ilde nüfusa dayalı performans ödemeleri yerine taleplerinin karşılanmaması halinde uzun süreli iş bırakma, toplu istifaların da içinde olacağı çeşitli eylem biçimlerini değerlendireceklerini belirtti.
Ülke çapında yaşanan yoksulluğun deprem nedeniyle Hatay'da etkilerinin daha da yoğun hissettiğini ifade eden Nacar, "Sağlıkta dönüşüm programı adı altında gittikçe özelleştirilen sağlık hizmetlerine erişim mümkün olmamaktadır. Emekliliğe yansımayan parçalı ve performansa dayalı maaşlar, sağlık emekçilerinin nitelikli hizmet sunumunu engellerken, muayenelerin kısa bir zaman dilimine sıkıştırılmasına neden olmaktadır. En temel haklardan biri olan dinlenme haklarını kullanan sağlık emekçileri; maaşlarında önemli bir payı oluşturan performans ücretlerinden mahrum edilmekte, dinlenirken bu enflasyonist ortamda gittikçe eriyen ücretlerinden yapılacak olan kesintinin hesabını yapmak zorunda bırakılmaktadır. Bu nedenle diyoruz ki güvenceli, kadrolu iş ve emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz" dedi.

"Sağlık personeline uygulanan şiddet; sistemin sonucu"
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İskenderun Temsilcisi Nacar, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Kısa sürelere sığdırılmak zorunda bırakılan muayene ve tetkikler, nitelikli hizmet sunumunu imkansız kılarken sağlık kurumlarındaki cihaz, ilaç ve sarf malzemelerinin eksikliği, nitelikli sağlık sunumunu engellerken, sağlık emekçilerini hastalar ve yakınlarıyla yüz yüze getirmektedir. Bu durum vatandaşın gerilimini arttırmakta ve karşısında bulduğu sağlık emekçisine yönelik şiddeti körüklemektedir. Bu nedenle diyoruz ki sağlıkta şiddet politiktir. Çünkü sağlık personeline uygulanan şiddet; izlenen politikaların, sağlık kurumlarındaki eksikliklerin, iş yoğunluğuna neden olan personel eksikliğinin, üçüncü basamak hizmetlerini felç eden, ne araştırmaya ne de eğitime imkan veren sağlık sisteminin sonucudur. Bütün bu sorunlara, şiddet uygulayanların etkin ve adil bir şekilde yargılanmaması ve şiddeti önleyici etkin yasaların çıkarılmaması eklendiğinde sağlıkta şiddet gittikçe yaygınlaşmaktadır. Aynı şekilde kurumlarda sağlık hizmeti veren kadın emekçilerin güvende hissedeceği sağlıklı çalışma koşullarının oluşturulması da devletin uygulayacağı politikalarla mümkündür. Aile içinde; çocuk, yaşlı ve engelli bakım yükünün kadınların omuzlarından alınması şarttır. Ücretsiz kreş hizmetleri, engelli ve yaşlı bakım hizmetleri, sağlıklı çalışma koşullarının bir parçasıdır. İşyerlerinde kadınlara yüklenen angarya işler, taciz ve terfileri engelleyen mobbing önlenmelidir. Kurumlarda tüm gün zor koşullarda hizmet veren kamu emekçilerine; öğünlerde doyurucu olmaktan uzak, sağlıklı beslenmeyi karşılamayan yemekler verilmektedir. Ülkede pek çok bakanlığa devasa bütçeler ayrılır, şirketlerin milyonlarca dolaylık vergileri silinirken halkın ve emekçilerin sağlık hakkı için bu basit bütçelerin bile ayrılmaması kabul edilemez. 6 Şubat depremi ile yerle bir olan kentimizde barınma imkanları oldukça kısıtlı düzeydedir. Her iki sağlık emekçisinin 21 metre karelik konteynere sığmak zorunda kalmaktadır. Kalıcı ve yeterli konutlar acilen sağlanmalı, barınma sorunu çözülmelidir. Kentin; barınma, ulaşım, eğitim, sağlık ve sosyal yaşam koşullarındaki büyük sorunlar dikkate alınarak burada hizmet sunan sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine deprem tazminatı ödenmelidir. İlimizde yaşayan pek çok kişi; eğitim, spor, ulaşım, sağlık gibi pek çok alanda hizmet almak için sıklıkla şehir dışına çıkmak zorunda kalmakta ve bu gidiş gelişler çok fazla ekonomik kayba ve ek yorgunluklara neden olmaktadır."

"Deprem nedeniyle nüfus ciddi düzeyde dağıldı" 
Depremin yıkıcı etkisi ile yakınlarını, evlerini kaybeden sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin kendi yaşam koşullarını yeni baştan düzenlemeye çalışırken, enflasyon ortamında eriyen maaşlarıyla yaşamlarını sürdürmeye çalıştığını anlatan Nacar, şunları söyledi: "Deprem sonrasında hizmet vermeleri için yeni kamu kurumları sağlanmayan, bununla kalmayıp hasarlı binalarda ya da fiziki koşulları yetersiz konteynerlerde çalışmaya itilen sağlık emekçilerinin sunduğu koruyucu sağlık hizmetleri de olumsuz koşullar nedeniyle ciddi şekilde aksamaktadır. İldeki büyük yıkım nedeniyle nüfus ciddi düzeyde dağılmış, gerek il içinde ve diğer illere göç olmuştur. Barınma sorunu tam anlamıyla çözülemediğinden ve kentin sağlık, eğitim, ulaşım ve sosyal yaşam ile ilgili ihtiyaçları  hala sağlanamadığından yer değiştiren nüfus hala kalıcı bir yerleşime sahip değildir. Bu nedenle ASM’lerde nüfusa dayandırılan performans koşulları gerçekçi bir şekilde sağlanamamaktadır. Depremin üzerinden bir yıl geçse de hala pek çok ASM çalışanı, kendisinde kayıtlı olmayan hastaların muayene ve tedavisini üstlenmekte, tarama ve aşılar için kendisine bağlı nüfusa ulaşamamaktadır. Sağlık kurumları için kamu binaları inşa edilmemiş, elektrik su, internet alt yapı sorunları çözülmemişken beklenen koruyucu sağlık hizmeti sunulamamaktadır. Bunlara ek olarak sağlık ve sosyal hizmet emekçileri de hala barınma sorunu yaşamakta, ailenin çocuk, yaşlı, engelli gibi bakım ihtiyacı olan aile bireylerine hizmet veren kurumlara ulaşamamaktadır. Eğitim ve bakım hizmetleri, sağlık hizmetleri sunumundan bağımsız değildir. Bugün performansa dayalı yapılması planlanan şubat ödemeleri ASM emekçilerinde yüzde 20den yüzde 50’lere varan kesintilere yol açmaktadır. Sağlık alanında yaşanan bütün bu sorunlara dikkat çekerken, yıkılmış kentimizde memleketin dört yanına savrulan hemşerilerimizin sağlıklı bir kentte, yeterli ve sağlıklı barınma ve yaşam koşullarına bir an önce kavuşturulması için yetkililere sesleniyoruz. ASM emekçilerine yüklenen vergi kesintilerinin kaldırılmasını, yüzde15'e sabitlenmesini ve nüfusun henüz kalıcı hale gelemediği kentimizde performansa dayalı ödeme yerine; herkese eşit şekilde tavandan ödeme yapılmasını talep ediyoruz. İlla performans uygulaması olacaksa da bunun pozitif performans şeklinde uygulanmasını öneriyoruz."


"Arsuz, tarım ve turizm üzerine kurulu"

1 Mayıs Gar alanında kutlandı

Samandağ'da belediye 180.8 milyon lira borçlu

Geçici işçlerin akitleri feshedildi

Hatay’da 4 yeni İdare Mahkemesi

Levrek balığının işlenmesine ‘araştırma desteği’

Belen’de Kut'ül Amare Zaferi kutlaması

17 milyon lira "başvurusu"

Hak-İş'ten 1 Mayıs açıklaması

Arsuz'da belediyenin borcu 63 milyon lira

1 Mayıs, kutlanıyor

Çiftçiler tarlalarına girerken izin alıyor

15 günde 13 kilometre kanalizasyon temizlendi

Yapı denetim firmalarının ‘el altından’ istediği rakamlar soru önergesi

79,5 milyon dolarlık 'gaz giderme tesisi’

  • BIST 100

    10154,25%1,08
  • DOLAR

    32,36% -0,37
  • EURO

    34,70% -0,27
  • GRAM ALTIN

    2394,28% -1,16
  • Ç. ALTIN

    3876,85% -0,25