“Bisiklet yolu kentleşmenin de simgesi”

Sadet Berkyürek/İskenderun

Hataylı eğitimci Cemil Kimyonok, yaşadığı iki kent, Almanya´nın batısında, Kuzey Ren-Vestfalya eyâletine bağlı Gelsenkirchen ile İskenderun´un kentsel ve sosyal gelişim yönüyle benzerlikler ve farklılıkları ele aldı. Kimyonok, İskenderun´a daha fazla yeşillik gerektiğini söyledi, bisiklet yollarını ise kentleşmenin sembolü olarak nitelendirdi.
Ayna İskenderun Kültür Sanat Derneği ile Evimiz İskenderun Süpürge derneklerinin ortak Çarşamba Sohbetleri etkinliğinde iki kentin sosyal yaşamı ve kentsel gelişimini karşılaştırarak aktaran emekli eğitimci ve halen Alman Sosyal Demokrat Parti´nin kayıtlı üyesi Cemil Kimyonok, Gelsenkirchen´de ağırlığını Türklerin oluşturduğu yabancı nüfusun belirleyiciliği karşısında yürütülen sosyal çalışmalar içinde yer aldığını, benzer bir sürecin İskenderun´da Suriye´den gelen göç dalgasıyla yaşandığına işaret etti. Almanya´da yetişen Hamit Altıntop, Mesut Özdil dahil ünlü Türk futbolcuların da bu kentten çıktığını da hatırlatan Kimyonok, “Bunun nedeni Gelsenkirchen´de kimse Alman değildir, herkes yabancıdır” dedi. Kent nüfusunun yabancıların belirleyiciliğine ulaşması karşısında yürütülen sosyal çalışmaları paylaşan, henüz erken yıllarda bunun uzmanlarla yürütülen çalışmalarla ortaya konduğunu aktaran Kimyonok, adeta Almanların Türkleştirildiğini, Almanların farklılıklara alışması ve sürecin içinde yer almasının gerekliliğinden yola çıkıldığını kaydetti.
“50 yaş ve üstü yüzde 80´i alman. Yüzde 20-30 arası çoğunluğu Türk olmak üzere yabancı. Ancak genç 30 yaşından daha genç nüfusta ise almanlar azınlığa düştü. Yakın gelecekte nüfus yabancıların belirleyiciliğinde olacağı için daha 2000´lı yılların başında çalışmalar başlatıldı. Okullardaki hobi çalışmaları da buna yönelikti” diyen Kimyonok, sosyal çalışmaların yabancı uyumunu kolaylaştırdığını, kent adına yürütülen politikaların kent sakinlerinin farklılıklarını tanımayı ve içselleştirmeyi sağlamaya yönelik olduğunu belirtti.

'Bisiklet yolları çok önemli'
Futbolu, yabancıların kardeşliğini savunan nüfusu ve sosyal demokratların iktidarı ile bilinen Gelsenkirchen´de sivil toplum kuruluşları, meslek örgütlerinin karar verme süreçlerindeki belirleyici rolü yanında kent sakinlerinin kendilerini ilgilendiren karar süreçlerine de katıldığını kaydeden Kimyonok, İskenderun için geçmiş yönetim dönemlerinde başlatılan çalışmaların sonra gelen yönetimler tarafından sürdürülebilir olması gerektiğini vurguladı. Yatırımları “benden sonra geleceklere devretme” anlayışının hakim olmasını dileyen Kimyonok, bisiklet yolları ve kullanımının İskenderun´da gözardı edilmemesi gerektiğini ifade etti. Geçmiş yönetim döneminde açılan servis yollarının bisiklet yolu için de değerlendirilmemiş olmasını eleştiren, Karayolları alanı üzerinde başlatılan çalışmanın bisiklet yolu planlaması açısından ihmal edildiğini kaydeden Kimyonok, “Bisiklet yolları çok önemli. Yönetimlerin gözleri bu kadar kapalımı mı, anlamıyorum. Burada bisiklet bir lüks iken orada bir ihtiyaçtır. En iyi maaşı alan bir müdür, bir belediye başkanı işyerine aracıyla değil de bisikletiyle geliyorsa onun için bir şereftir; çevreye zarar vermiyor, benzin kullanmıyor çünkü. Avrupa´da bisiklet bir ihtiyaç iken Türkiye´de statü yükseldikçe değerler değişiyor, arabalar büyüyor” diye konuştu. İmar edilen bölgelerden başlayarak bisiklet yolu açılarak ana cadde bağlantılı sürdürülmesinin sağlanabileceğini de sözlerine ekleyen Kimyonok, kültürün bir bütün ve bir yaşam şeklini ifade ettiğini vurguladı.
Ortak ihtiyaçlara yönelik planlama ve uygulamalarla ilgili son yağışlardan örnek veren Kimyonok, “Son günlerde hayli yağmur yağdı. Yahu orada bu yağmurun iki katı yağıyor, ayakkabıyı boyamayı, silmeyi gerek görmüyorsun. Burada neden batıyoruz? Ben arabayı kullanmayayım, yürüyüş yapayım istedim. Caddeden karşıya geçemiyorum. Bu su neden birikiyor? Son 10 yılda sokakları kaç defa kazdık? Büyük bir tünel, kanal yapılmış, bütün altyapı bununla çözülmüş; elektrik, kanalizasyon, su, telefon için kullanılabilirdi. Bir belediye başkanı bütün olarak planlanmış bir işi bir miktar yapar, kendisinden sonra gelecek olan sürdürecek şekilde, yatırımları bizden sonra gelecek kişiye devretmek üzere yapmıyoruz.